Anatoliy T. Fomenko
ANTİKÇAĞ ORTA ÇAĞ'DIR

Suretlerin tespit edilme yöntemleri. “Eski” ve Orta Çağ hanedanlarının özdeşleşmesi.
M.S. XIII. yüzyıldaki Truva Savaşı. Yunan-Roma tarihinde kronolojik oynamalar. XII. yüzyıldaki İncil olaylarının XI. yüzyılın tarihine yansıması.

BÖLÜM 5.
TRUVA  SAVAŞI  M.S.  XIII.  YÜZYILDA  GERÇEKLEŞMİŞTİ.
SANAL YANSIMALARI GOT SAVAŞI VE TARQUİN SAVAŞI’DIR.

12. TRUVA KRALLIĞI’NIN HİKÂYESİ. GOT İLE TRUVA SAVAŞLARININ GENEL BİR KARŞILAŞTIRMASI

Yukarıda güya VI. yüzyıldaki Got Savaşı’nı ve bunun, Titus Livius’un tarif ettiği güya M.S. VI. yüzyıldaki Tarquinius Savaşı ile özdeşleştirilmesini ayrıntılı bir şekilde anlatmıştık. Dolayısıyla, ileride Tarquinius Savaşı’ndan bahsederken onu Orta Çağ dönemine ait olarak, hem  de  en  erken  M.S.  VI.  yüzyıldaki  varsayımsal  Orta  Çağ  olayı  olarak  inceleyeceğiz.

Aşağıda sunacağımız cetveldeki paralellik “antik” olayları Orta Çağ olayları ile özdeşleştirmektedir. Bu arada, gerçek tarihin YAPILANDIRILMASINDAKİ ilk adımları atmaya yardım etmektedir. Orta Çağ olayları orijinaldir. Bugün “antik” olarak bilinen olaylar sadece onların hayalet yansımalarıdır.

“a”  harfi  ile  “antik”  Truva  Savaşı’nın  olaylarını  işaretleyeceğiz.  “b”  harfi  ile işaretlenen paragraflar Skaliger kronoloji uzmanları tarafından sıklıkla yanlış tarihlenmiş olan Orta   Çağ   olaylarına   aittir.   Bu   yüzden,   elde   ettiğimiz   tarihleri   daha   doğru   olarak yapılandırmaya çalışacağız. Yani burada M.S. XI. ila XVI. yüzyıllar arasındaki tarihler, hatta sonraki tarihler söz konusudur. Mesela, bugün Got Savaşı’nın M.S. VI. yüzyıla ait olduğu düşünülmektedir.  Bu  yanlıştır,  “Sayılar  Yalana  Karşı”  kitabında  6.  bölümdeki  küresel kronoloji  haritasına  bakınız.  Got  Savaşı  M.S. XIII.  yüzyıl  ile tarihlenmelidir. Tarquinius Savaşı M.Ö. VI. yüzyıl ile tarihlenmektedir. Bu da yanlıştır. Got=Tarquinius Savaşı’nın sureti olarak M.S. XIII. yüzyılın suretidir.

1a. TRUVA SAVAŞI. Güya M.Ö. XIII. yüzyıldaki bu savaş “klasik” Yunan tarihinin en büyük olayıdır.

# 1b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. Güya M.S. VI. yüzyıldaki bu savaş Yunan-Roma tarihinin, daha doğrusu Yunan-Rum Orta Çağ tarihinin en büyük olayıdır. Got Savaşı M.S. XIII. yüzyıldaki Truva=Got Savaşı’nın hayalet yansıması olduğu halde, şimdi onun Skaliger tarihlemesini (güya VI. yüzyıl) kullanacağız. “Sayılar Yalana Karşı” kitabında 6. bölümdeki küresel kronoloji haritasına bakınız.

2a. TRUVA SAVAŞI. TRUVA KRALLIĞI çok eski zamanlarda, güya M.Ö. XIII. yüzyıldan önce ortaya çıkmaktadır [851], s.70.

# 2b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. Güya M.Ö. VIII-VI. yüzyıllardaki ROMA KRALLIĞI. Mesela, Titus Livius tarafından yedi Roma Kralı’nın krallığı olarak tarif edilmiş olan Birinci İmparatorluk denilen Roma Krallığı ortaya çıkmaktadır. Nam-ı diğer Birinci ve İkinci İmparatorluklar, paralellik yukarıda tarif edilmiştir.

3a. TRUVA SAVAŞI. TRUVA. Truva şehri krallığın başkentidir [851], s.70.

#  3b.  GOT-TARQUİNİUS  SAVAŞI.  Güya M.S.  VI.  yüzyıldaki  ROMA YA DA YENİ  ŞEHİR.  Roma,  Roma  İmparatorluğu’nun  başkentidir.  Çevirisi  “Yeni  Şehir”  olan Napoli ve Ravenna büyük merkezleridir.

4a. TRUVA SAVAŞI. TRUVA KRALLIĞI güya XIII. yüzyılda SONA ERMİŞTİ. Truva Krallığı istilacı Yunanlarla büyük bir savaş sonucunda yıkılmıştır.

# 4b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. ROMA KRALLIĞI güya M.S. VI. yüzyılda SONA ERMİŞTİ. Titus Livius’un güya M.S. III-VI. yüzyıllardaki Roma Krallığı ve Roma İmparatorluğu yabancı istilacılarla yapılan büyük savaşlar sonucunda yıkılmıştır. Güya M.S. VI. yüzyıldaki istilacılar, İmparator I. Justinianos’un Rum-Yunan ordusu veya YUNANLI- ROMALILAR idi.

5a. TRUVA SAVAŞI. TRUVA’NIN YEDİ KRALI. Truva Krallığı art arda gelen YEDİ kral tarafından yönetilmişti. Birinci kral şehrin ve tüm devletin kurucusudur [851], s.70. Truva’nın çöküşü ve Truva Krallığı’nın yıkılması yedinci krallık sırasında ortaya çıkmaktadır. Bundan sonra devlet artık yeniden kurulmamıştı. Truva Krallığı hakkındaki efsaneler maalesef Truva krallarının hükümdarlık sürelerini bildirmemektedir. Sadece isimleri bilinmektedir [851], s.70, 198 ve not 4.

# 5b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. Güya M.Ö. VIII-VI. yüzyıllarda yaşayan ROMALI YEDİ KRAL. Titus Livius’un Roma Krallığı art arda gelen YEDİ Roma kralı tarafından yönetilmektedir. Birinci kral şehrin (güya Roma’nın) ve devletin kurucusu olan Romulus’tur. Roma krallığı yedinci kralın hükümdarlığı sırasında sona erer ve Roma cumhuriyete dönüşür. Livius ilk yedi Roma kralının hükümdarlk sürelerini sunmaktadır [482]. Karşılaştırma için res.5.24’e bakınız.

6a. TRUVA SAVAŞI. SÜRESİ. Truva Savaşı 10 ya da 11 yıl devam etmektedir [851], s.77,136.

# 6b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. SÜRESİ. Güya M.Ö. VI. yüzyıldaki Tarquinius Savaşı, Livius’a göre, 12 yıl devam etmiştir [482], Kitap 2:20. Güya M.S. VI. yüzyıldaki Got Savaşı, Procopius’a göre, güya M.S. 534 ya da 536 yılından 552 yılına kadar, yani 16 yıl devam etmiştir. Buradan, iki “Eski Çağ” versiyonunun, yani Truva Savaşı ve Titus Livius’un Savaşı’nın birbirleriyle çok iyi uyuştukları görülebilir: Bunlardan bahsedilirken 10-11 ve 12 yıl söz konusudur.

7a. TRUVA SAVAŞI. TRUVA KRALI İLUS. İkinci Truva kralı, İlus ya da İluş ismini taşımaktadır [851], s.198,  not 4. Belki de bu sadece İlya’dır.

# 7b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. ROMA KRALI NUMA, NAM-I DİĞER JULİANUS VE AELİUS. Titus Livius’un Krallık Roması’nın ikinci kralı Numa Pompilius adını taşımaktadır. Artık anlamış olduğumuz gibi, İmparator Julian’ın suretidir, yani Kutsal Kitap’ta  tasvir  edilmiş  olan  Elya’nın,  Aelius’un  suretidir.  Truva’ya  ait  İLUS  isminin JULİAN-ELYA-AELİUS isimleri ile hemen hemen özdeş olduğunu görmekteyiz.

8a. TRUVA SAVAŞI. Bazı vakayinamelerde, Kral Dardanos’un Truva şehrinin ve Truva  Krallığı’nın   kurucusu   olduğu   kabul   edilmektedir   [851],   s.198,   not   4.   Yunan mitolojisine göre, Çanakkale Boğazı, (Yunanca: Dardanellia) adını Kral Dardanos’tan almıştı.

# 8b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. ÇANAKKALE BOĞAZI VE BOSPORUS BOĞAZI. Titus Livius’un Krallık Roması’nın başlangıcına Roma’nın kuruluşu yerleştirilmiştir. Sureti olan güya M.S. III-VI. yüzyıllardaki Üçüncü Roma İmparatorluğu’nun başlangıcında ise M.S. güya 330 yılında Yeni Roma’nın başkenti, yani Bosporus’taki Konstantinopolis’in kuruluşu ile karşı karşıyayız. Bosporus’un yanında, yakınlarında “eski” Truva Savaşı’nın ortaya çıktığı Çanakkale (Dardanellia) Boğazı bulunmaktadır.

Dolayısıyla, Homeros Truvası’nın YENİ Roma ile, yani Çar-Grad ile özdeş olduğu şeklinde çok doğal bir fikir ortaya çıkmaktadır. Nam-ı diğer Yeni Şehir, yani Napoli. Aynı anda “antik Truva” ile YENİ İLİUM ifadesini, yani Yeni İlion’u ilişkilendirdiklerini kaydetmek gerek [443], s.28. H. Schliemann “YENİ İlium’de (İlion’un Roma ismi) yaşamını sürdürmekte olan geleneğe göre, eski Truva hiçbir zaman tümüyle yıkılıp bütün sakinleri tarafından (Strabon) terk edilmemiştir” diye yazmıştı, [443]’ten (s.28) alıntı. Demek ki, hem Çar-Grad hem de Truva ile hep aynı isim ilişkilendirilmişti: YENİ.

Napoli isminin (=Yeni Şehir) İtalya topraklarında, Rum-Bizans tarihinin Bizans’tan kısmen alınarak suni olarak İtalya’ya geçirildiği sonraki dönemde ortaya çıkmış olması mümkündür. Bu olay, İtalya’da Roma’nın kurulduğu en erken XVI. yüzyılda ortaya çıkmıştı. XIX. yüzyılın sonunda H. Schliemann kamuoyunu, Bosporus’un yanında kazarak açtığı, eskiden bir şehrin bulunduğu ufak tefek bir yerin ünlü Homeros’un Truvası olduğuna boşuna inandırmaya çalışmıştı. Yukarıda gösterdiğimiz gibi, inandırıcı kanıtları bir türlü sunmamıştır. Çünkü yoktur.

Bu arada Homeros Truvası’nı uzun zaman içinde aramamızın anlamı yoktur. Yoros’u bulup yanındaki kocaman şehri=İstanbul’u işaretlemek yeter. Herhalde (Bosporus’un Asya tarafındaki) Yoros, aynı zamanda Çar-Grad ismini taşımaktaydı. Sonra ise bu isim güney tarafında ortaya çıkmış olan (Bosporus’un Avrupa kıyısında bulunan) Yeni Roma’ya=Konstantinopolis’e geçirilmişti. Res.5.25’te, H. Schliemann’a göre eskiden bir şehrin bulunduğu yerin Çanakkale Boğazı’nın GÜNEY ÇIKIŞININ yanında (res.5.26) yer aldığı görülmektedir. Herhalde Çar-Grad’dan Truva adı zorla alındığında tarihçiler onu bir yere geçirmek zorunda kalmışlardı. Gördüğümüz gibi, onu pek uzağa değil, Bosporus’un komşusu olan Çanakkale Boğazı’nın güney tarafına geçirmişlerdi. Bu sanki gerçek Truva’nın=Çar-Grad’ın Bosporus’ta yer almış olmasının “anısına” yapılmış gibi görünüyor. Sonra H. Schliemann, burada Orta Çağ dönemine ait olan ufak yerleşimin ya da tahkimatın kalıntılarını bulup utanmadan bunların “tam da Homeros Truvası olduğunu” ilan etmişti, res.5.27, [1259], s.33.

Homeros  Truvası’nın  Yoros=Çar-Grad  olduğu  şeklindeki  beklenmedik  hipotezin gerçek olduğunun kanıtı Skaliger tarihinin kendisinin içinde yer almaktadır. Roma İmparatoru Büyük Konstantin’in Yeni Roma’yı, yani sonraki Konstantinopolis’i kurarken yurttaşlarının dileklerini karşılamak için “öncelikle ESKİ İLİON’UN YERİNİ, ROMA’NIN İLK KURUCUSUNUN YURDUNU seçtiği” ortaya çıkmıştır [240], s.25. Bunu Türk tarihçisi Celal  Esad  bildirmektedir.  Ama  Skaliger  tarihine  göre  iyi  bilindiği  gibi,  İlion  sadece Truva’nın bir başka ismidir.

Tarihçilerin söyledikleri gibi, Büyük Konstantin daha sonra “fikrini” değiştirip Yeni Roma’yı BYZANTİON şehrinde, Bosporus’ta kurmuştu. Tarihçiler,  Konstantin’in bu fikir değişikliğinden ancak Skaliger tarihinde “antik Truva” Çar-Grad’dan zorunlu olarak AYRILDIKTAN sonra, yani XVII. yüzyıldan itibaren bahsetmeye başlamışlardı. Herhalde “antik  Truva’nın”  İstanbul’a  çok  yakın  bir  yerde,  “büyük  bir  boğazın  kıyısında”  olduğu hatırası XVI-XVII. yüzyıllarda hâlâ yaşıyordu. Ancak bunun yanı sıra, 1870 yılında H. Schliemann  Truva’nın  eskiden  ufak  bir  şehrin  bulunduğu,  Çanakkale  Boğazı’nın  güney çıkışında, Hisarlık’ın  yanındaki renksiz bir  yerde olduğunun kabul edilmesini önerinceye kadar  Skaliger  kronolojisi  “Çar-Grad’ı”  göstermeyi  yasakladığı  için,  sonraki  tarihçiler herkesi, “Truva’yı” ona yakın bir yerde aramaya çağırmıştı [1259], s.32.

Böylelikle, tarihçiler eski bilgileri araştırırken, TRUVA ve ÇAR-GRAD’ın Orta Çağ dönemindeki eski özdeşleştirilmesinin oldukça net izlerine zaman zaman rastlamışlardı.

9a. TRUVA SAVAŞI. TRUVA DARDANI YA DA PRİDESH. Bazı vakayinameler Kral  Dardan’a,  diğer  vakayinameler  ise  Kral  Pridesh’e  Truva  Krallığı’nın  ve  şehrinin kurucusu derler [851], s.70, 198. Böylelikle Truva Krallığı’nın başlangıç döneminde (iki başkentin   mi?)   iki   kurucu(su)   arasında   karışıklık   vardır.   PRİDESH   isminin   Slavca PRİYDESH (geleceksin), PRİHODİT (gelmek) kelimelerinden türemiş olması mümkündür. Bu işin özüne uygundur. Bir kral GELDİ ve Şehri kurdu. Krala PRİDESH lakabı takılmıştı.

#  9b.  GOT-TARQUİNİUS  SAVAŞI.  Titus  Livius’un  Krallık  Roması'ndaki ROMULUS YA DA ROMUS. Belirttiğimiz gibi, Titus Livius da iki şehrin-başkentin iki kurucusundan, yani kardeş dediği Romulus ve Romus’tan bahsetmektedir. Bunlardan her biri kendi başkentini kurmuştu [482], Kitap 1. Ama sonra, Romulus Romus’u öldürmüş ve şehrini yıkmıştı. Ancak Roma kalmıştı. Demek ki, Roma tarihinde iki başkentin iki kurucusu arasında karışıklık görmekteyiz.

10a. TRUVA SAVAŞI. TRUVA KRALLIĞI’NIN İSMİ. Bazı vakayinamelere göre, yeni krallık ve Şehir, kurucusunun, yani Kral PRİDESH’in adını almıştı. “Kral bu yerden hoşlanıp burada şehir kurmuş ve bu şehre kendi adını koymuştu.” [851], s.70. Bu ismin hiç de Truva değil, Dardan ya da Pridesh krallığı olduğunu vurgulayalım! “Truva Krallığı” ismi DAHA SONRA ORTAYA ÇIKMIŞTIR. Dolayısıyla, kesinlik sağlamak için buna “ikinci krallık” demek gerekir.

# 10b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. ROMA KRALLIĞI’NIN ADI. Titus Livius’un Roma Krallığı, yani Birinci Roma İmparatorluğu, Şehrin ve devletin kurucusu olan Kral Romulus’un adını taşımaktaydı. O halde, Truva Krallığı olayının aksine, devletin ismi değiştirilmemişti.

11a. TRUVA SAVAŞI. TRUVA KRALLIĞI’NIN İKİ DEFA TAHRİP EDİLMESİ. Truva Krallığı’nın tarihinde, İKİNCİ YIKILIŞ dediğimiz en son önemli yıkılışın yanı sıra, BİRİNCİ YIKILIŞ denilen, Priamos’un babası Laomedon zamanındaki TAHRİBAT da bilinmektedir [851], s.89. Bu iki yıkılış Truva Krallığı’nın tarihindeki yegâne yıkılışlardır. Res.5.28’de “Priamos’un Laomedon ile Sohbeti” adlı eski minyatür gösterilmiştir.

# 11b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. ROMA İMPARATORLUĞU’NUN İKİ DEFA TAHRİP EDİLMESİ. Livius’un krallığının ve onun sureti olan Üçüncü (Batı’daki) Roma İmparatorluğu’nun tarihinde de iki yıkılış yer almıştı. BİRİNCİSİ Romulus Augustulus dönemine, yani klasik İmparatorluk Roması’nın sonuna, Odoacer’in İtalya’yı işgaline aittir. İKİNCİ ve SON yıkılış güya VI. yüzyıldaki Got Savaşı’dır (535-552 yılları). Bu iki yıkılış da Üçüncü Roma İmparatorluğu’nun tarihindeki yegâne yıkılışlardır.

12a. TRUVA SAVAŞI. TRUVA KRALLIĞI’NIN İLK YIKILIŞI. İlk savaş ilk Dardan-Pridesh Krallığı’nı yıkmıştır. Bunun hemen ardından, son Truva Kralı Priamos döneminde kısa, yani yaklaşık 1-2 nesil süren ve artık Truva Krallığı olan ikinci krallık ortaya çıkmaktadır [851], s.89. Bu arada, PRİAMOS isminin sadece İLK, BİRİNCİ anlamına geliyor olması mümkündür.

# 12b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. ROMA KRALLIĞI’NIN İLK YIKILIŞI. Üçüncü Roma İmparatorluğu’nun birinci yıkılışı (burada Alman Odoacer tarafından İtalya’nın işgal edilmesi söz konusu), Batı’daki “halis Roma” İmparatorluğu’nun alameti olmuştur. Odoacer ve ardından gelen İmparator Teoderik Romalı değil yabancıdır. Birinci yıkılıştan hemen sonra, güya 476 yılından 526 yılına kadar, İtalya’da Teoderik ve kızı Amalasunta döneminde kısa süreli ikinci Alman-Got ya da Ost-Got Krallığı ortaya çıkmaktadır.

13a. TRUVA SAVAŞI. BİRİNCİ TRUVA KRALLIĞI’NIN SONU: İASON VE HERKULES. Birinci Truva Krallığı’nı yani Dardan-Pridesh Krallığı’nı yıkan iki yabancı- göçmen İason ve Herkules batıdan gelmektedir. “BATIDAN gelenler... şehri işgal ettiler.” [851], s.89. Bunlar Truvalılar değil yabancılardır.

# 13b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. ODOACER VE TEODERİK; ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUĞUN SONU. Birinci Truva Krallığı’nın sureti olan “Halis Roma İmparatorluğu”nu yok eden, iki yabancı-göçmen Odoacer ve Teoderik İtalya’ya kuzeybatıdan tecavüz etmektedir. Her ikisi de yabancıdır, yani Romalı değildir.

14a. TRUVA SAVAŞI. TRUVALILAR VE KRALLIĞIN ADININ DEĞİŞTİRİLMESİ. Dardan-Pridesh Krallığı birinci yıkılıştan sonra adını değiştirmiştir. Ünlü harfleri geçip sadece ünsüz harflerden ibaret kelime iskeletine bakınca Troyanskiy (Truvalı) adı TRN olarak görünmektedir. Bu da FRANKLARLA (FRANK=TRN) hemen hemen uyuşmaktadır.

# 14b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. TARQUİNİUSLAR-FRANKLAR VE OST- GOT KRALLIĞI’NIN ORTAYA ÇIKMASI. Odoacer dönemindeki ilk yıkılıştan sonra Batı’daki Üçüncü Roma İmparatorluğu güya V. yüzyılın sonu–VI. yüzyılın başında niteliğini ve adını değiştirmiştir. İtalya’daki Ost-Got Krallığı’na dönüşmüştür. Onun sureti olan, Titus Livius’un Krallık Roması’nda, Tarquinius krallarının yeni adı, iktidara gelen hanedan olarak tam burada ortaya çıkmaktadır. Ünlü harfler olmadan bu isim TRKVN olarak görünmektedir. Seslendirildiğinde TRN’ye ve “Franklara”, ayrıca “firavun’a” benzemektedir. Şimdi, geç Orta Çağ dönemindeki Frankların, kökenlerinin Truva Krallığı’na dayandığını düşünmelerinin boşuna olmadığını anlamaya başlıyoruz. Haklıydılar. Bazı çağdaş tarihçilerin, Frankların bu güya “saçma iddialarından” istihza ile söz etmesi boşunadır.

15a. TRUVA SAVAŞI. TRUVALILAR. Vakayinamelerin bildirdiği gibi, ünlü harfleri içermeyen TRN ismi, yani TROYANSKİY (TRUVALI) ismi, “şehirde başkalarından çok yapı kurmuş olan ve ona kendi TRUVA ismini veren” yeni kral Troilos’un isminden ortaya çıkmıştı [851], s.70. Tam o andan itibaren krallığın sakinlerine Truvalılar, şehre ise Truva denilir olmuştu.

# 15b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. TARQUİNİUSLAR. Sesli harfleri içermeyen TRKVN (TRQVN) ismi, yani Tarquiniuslar Roma’nın tarihinde yeni kralın Tarquinius ismi olarak ortaya çıkmıştı. Yukarıda, Titus Livius’un Krallık Roması’nın Üçüncü Roma İmparatorluğu ile özdeşleştirildiğinde Kral Yaşlı L. Tarquin’in imparatorlar III. Valentinianus ve Ricimer (zaten onların “toplamı”dır) ile özdeşleştirildiğini göstermiştik. Devam edelim. Gururlu Tarquin güya M.S. VI. yüzyıldaki Roma’da Krallar-Gotlar hanedanının kolektif ismidir.

16a. TRUVA SAVAŞI. KRAL TROİLOS. Bazı versiyonlara göre adı Laomedon olan bu kral Truva kralları içinde altıncı sırada yer almaktadır. Yeni adı Truva Krallığı olan krallığı kuran tam da odur. Hükümdarlığı sırasında krallığın ilk istilası yer almıştır, res.5.29.

# 16b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. KRAL SERVİUS TULLİUS VE SURETİ: ODOACER + BÜYÜK TEODERİK. Servius Tullius, Titus Livius’un tarif ettiği Krallık Roması’nın altıncı kralıdır. Üçüncü Roma İmparatorluğu’ndaki Odoacer’in ve Büyük Teoderik’in suretidir. Odoacer ve Büyük Teoderik İtalya’da güya M.S. 476 yılından 552 yılına kadar var olan Yeni Alman-Got Krallığı’nı kurmuşlardı. İtalya’daki “halis Roma” Krallığı’nı yıkan Üçüncü Roma İmparatorluğu’na yönelik ilk saldırının başında olanlar Odoacer (ve Büyük Teoderik) idi.

17a. TRUVA SAVAŞI. TRUVA. Kaydetmiş olduğumuz gibi, Dardan-Pridesh Krallığı’nın SONUNDA TRUVALI (TROYANSKİY), TRUVA gibi yeni ifadeler ortaya çıkmıştır.

# 17b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. İMPARATOR TRAJAN. Titus Livius’un Krallık Roması’nın ve Üçüncü Roma İmparatorluğu’nun sureti olan İkinci Roma İmparatorluğu’nun SONUNDA yeni bir isim, yani güya M.S. 98-117 yıllarında hüküm süren İmparator TRAJAN ortaya çıkmıştır. İsmi TRUVALI (TROYANSKİY) kelimesi ile hemen hemen özdeştir.

Titus Livius’un güya M.Ö. VIII-VI. yüzyıllardaki Krallık Roması (ya da Birinci İmparatorluk)=güya M.S. I-III. yüzyıllardaki İkinci İmparatorluk, güya M.S. III-VI. yüzyıllardaki  Üçüncü  Roma  İmparatorluğu  dâhil  olmak  üzere  tüm  üç  Roma İmparatorluğu’nun istatistiksel olarak birbirlerine çok yakın olduğunu hatırlatalım. Bunlar Orta Çağ dönemine, yani güya M.S. X-XIII. yüzyıllardaki aynı hayalet-gerçek Kutsal Roma İmparatorluğu’nun ve XIV-XVII. yüzyıllardaki Habsburg İmparatorluğu’nun (Nov-Gorod mu?)  hayalet  yansımalarıdır.  Yani,  Büyük  “Moğol”  İmparatorluğu’nun  yansımalarıdır, “Sayılar Yalana Karşı” kitabına, 6. bölüme bakınız. Bunun yanı sıra, söylenişleri birbirine benzeyen Trajan, Tarquiniuslar ve TROYANSKİY (TRUVALI) ifadelerinin birbirleriyle birleşmiş olması ilginçtir. Bu arada bu durum Truvalıların Tarquiniuslar ile, yani Nov- Gorodlular  ile  bu  isim  ters  okunduğundaki  olası  özdeşleştirilmesine  işaret  etmektedir, ayrıntılar için yukarıya bakınız. Roma’daki ve Roma’nın etrafındaki birçok yerin isminde hâlâ TRKVN ifadesi vardır. Burada, imparator Trajan tarafından kurulmuş olan limanlar ve kanal söz konusudur. Devam edelim. Ünlü ve İtalya’da HÂLÂ VAR OLAN TRUVA ŞEHRİ de aralarındadır vs. [196], 1. cilt. Mesela, komutan Belisarius’un özel muhafızının ismi Trajan idi. [695], I(V), 27,4; II(VI), 4,6,14; 5,4,9,10,21,24.

18a.  TRUVA  SAVAŞI.  TRUVA  DÖNEMİ.  Res.5.30’da  Truva  döneminin,  Truva Krallığı’nın tarihindeki kronolojik yeri gösterilmiştir.

# 18b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. GOT-TARQUİNİUS DÖNEMİ. Yine res.5.30’da, güya İtalya’da M.Ö. VI. yüzyılda yer alan, Krallık Roması’nın tarihinde Tarquinius dönemi denilen dönem işaretlenmiştir. Truva Krallığı, Birinci=Üçüncü Roma İmparatorluğu ile birleştiğinde her iki dönem birbirini kaplamaktadır. Yaşlı Tarquin (İkinci imparatorlukta Trajan) isminin, öncelleri III. Valentinianus ve Ricimer’i değil gerçekte (güya M.S. V-VI. yüzyılda yaşayan) Odoacer-Büyük Teoderik’i kapladığı tahmin edilirse uyuşma ideal olur. Titus Livius’un iki bitişik kralın isimlerini sadece karıştırmış olması mümkündür.

19a. TRUVA SAVAŞI. TRUVALILARIN İSMİNİN İFADE ŞEKLİ: TRUVA, TROYANSKİY   (TRUVALI),   TRUVA   (SAVAŞI)   kelimelerinin   Latince   versiyonları şöyledir: Troia, Troja, Troius (Тruva), Troicus, Trojanus, Trojus (Troyanskiy, Truvalı) [237], s.1034. Bu kelimelerin Yunanca versiyonları hemen hemen aynıdır: (Latin harfleri ile yazıldığında) Troianos, Troakos, Troieus. Burada, iyi bilinen, U harfinin V harfine, ya da tam tersine V harfinin U harfine sık sık dönüştüğü olgusunu hatırlatmak gerek. Mesela birçok Orta Çağ Latince yazısında U yerine V yazılmıştır. U ve V harflerinin yazım şekli bile benzer. Bu da, U harfinin V harfine, ya da tam tersine V harfinin U harfine sık sık dönüştüğünü açıklamaktadır. Demek ki, “truva”, “troyanskiy” (“truvalı”) kelimesinin sadece ünsüz harflerden oluşan TRN, TRK, TRKV, TRB versiyonlarını toplayarak ünsüz harflerden oluşan kolektif TRKVN iskeletini elde etmekteyiz. Yani, TAM OLARAK Roma Tarquiniusları’nın (Nov-Gorodlular) ünsüz harflerden oluşan TRKVN ismi ile karşı karşıyayız.

#  19b.  GOT-TARQUİNİUS  SAVAŞI.  TARQUİNİUSLAR,  FRANKLAR, TÜRKLER: GOTLAR. Belirttiğimiz gibi, Orta Çağ Frankları Truva’dan gelmiş olduklarını iddia etmektelerdi. Skaliger kronolojisi açısından bu imkânsızdır. Bugün, güya M.Ö. XIII. yüzyıldaki Truva Savaşı döneminde, Avrupa Franklarının vahşi atalarının henüz mağaralarda yaşamaya devam ettikleri düşünülmektedir. Ancak şimdi Orta Çağ’a dair bilgiler hakkındaki fikirlerin yeniden incelenmesinde fayda var. Gösterdiğimiz olgular Orta Çağ Frankları ile Truvalıların gerçekten AYNI ZAMANDA YAŞAMIŞ OLMALARININ mümkün olduğunu vurgulamaktadır. Bu tam kronoloji sonucundan sonra Frankların Truvalılardan geldiklerini kendi  isimlerinin  (FRANKLAR=sesli  harfler  olmadan  TRNK)  de  gösterdiğine  dikkat etmeden geçemeyiz. F (fita) harfinin T harfine ve tam tersine T harfinin F harfine sık sık dönüştüğünü hatırlatalım. Herhalde Skaliger tarihinde iyi bilinen TRUVALILAR, FRANKLAR, TÜRKLER, TARQUİNİUSLAR adları, tam olarak özdeş değilse, birbirlerine oldukça yakın olan insan gruplarını nitelendirmektedir.

20a. TRUVA SAVAŞI. TRUVALILAR YENİLGİYE UĞRAMIŞLARDI. Truvalılar- TRKVN Truva Savaşı’nda yenilgiye uğrayan taraftır. Ülkeyi terk etmişlerdi. Res.5.17’de, Benoît de Sainte-Maure’nin “Truva Savaşı Hakkında Roman” kitabından alınmış olan eski “Agememnon ve Menelaos ile Troilos ve Diomedes Arasındaki Savaş” minyatürü gösterilmiştir. Minyatürün her iki tarafında, üzerlerinde ağır demir zırhlar olan tipik Orta Çağ şövalyelerini  görmekteyiz.  Bazılarının  kafalarında  siperleri  kapanmış  miğferler  vardır.

Kalkanın birinde yıldızlar gösterilmiştir. Res.5.31’de Truva Savaşı Orta Çağ’a ait olan bir olay olarak tasvir edilmiştir.

# 20b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. TARQUİNİUSLAR-GOTLAR YENİLGİYE UĞRAMIŞLARDI. Tarquiniuslar-TRKVN Tarquinius-Got Savaşı’nda yenilgiye uğradıktan sonra Roma’dan kovulmuşlardı. Her iki harp de son derece amansız, muharebe sayısının çok olduğu, çok sayıda kayıp verilen savaşlar olarak nitelendirilmektedir. Her iki harp Truva Krallığı ve Tarquinius-Roma Krallığı’nın tarihinde önemli olaylar olarak algılanmaktadır.

Herhalde burada Haçlı Seferleri döneminin yansıması ile karşı karşıyayız. Franklar– Türkler (Tatarlar?)–Gotlar–Truvalılar–Tarquiniuslar (Nov-Gorodlular)–TRKVN XII-XIII. yüzyıllardaki   Haçlı   Seferleri’nin   katılımcılarıdır.   Bir   şehir-kale   olan   Yoros=Çar-Grad herhalde X-XI. yüzyıllarda kurulmaktadır. Diğer adıyla, İnciller’de tarif edilmiş olan orijinal Yeruşalem ve ilk Homeros Truvası, “Sayılar Yalana Karşı” kitabı, 6. bölüme ve “Unutulmuş Yerulalem” kitabına bakınız. Çar-Grad’ın (Yoros’un) Haçlılar tarafından 1204 yılında zaptedilmesi ve M.S. XIII. yüzyıldaki savaş Yeruşalem’in zaptedilmesidir. Diğer Orta Çağ belgelerinde bu olay Truva’nın çöküşü ve Got=Tarquinius Savaşı olarak tarif edilmiştir. Savaşlar  ve  orduların  geçişleri,  coğrafi  adların  bir  yerden  başka  yere  geçmesine  sebep olmuştu. Mesela, TRKVN adına, Tmutarakan’ın yer aldığı Kırım’da rastlanmasına dikkat etmeden geçemeyiz. Tmutarakan adının kendisi, yani Tma-Tarakan (ya da çevrildiğinde “çok sayıda TRKVN”), ya da herhalde “çok sayıda Tarquinius-Truvalı”, burada “Truva terminolojisinin”   yer   aldığını   göstermektedir.   TMA   kelimesinin   ÇOK,   ÇOĞUNLUK anlamına geldiğini hatırlatalım. Aynı zamanda aşağıda, ASTRACHAN şehrine Tmutarakan denildiği hakkındaki verileri sunacağız. Bu arada, Tmutarakan ifadesi “İgor Destanı” eserinde TRAYAN şeklinde kullanılmıştır. Bu, Suleymenov’un “Az ve Ya” kitabında ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır [823], s.118-122. Bu olgu Troyanskiy (Truvalı) ve Tmutaraknskiy (Tmutarakanlı) ifadelerini birbirlerine bir kez daha yapıştırmaktadır.

21a. TRUVA SAVAŞI. İKİNCİ AKIN. Truva Krallığı’nın ikinci ve son yıkılışı YABANCILAR-YUNANLAR tarafından krallık tarihindeki Truva-TRKVN döneminin sonunda gerçekleştirilmiştir. Burada ünlü Truva Savaşı söz konusudur.

# 21b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. ROMA İMPARATORLUĞU’NUN İKİNCİ YIKILIŞI. Bu defa Batı’daki güya VI. yüzyıldaki Birinci=Üçüncü Roma İmparatorluğu’nun güya son yıkılışı yine YABANCILAR-RUMLAR-YUNANLILAR tarafından gerçekleştirilmiştir. Rum-Yunan imparatoru I. Justinianus Ost-Got Krallığı’nın yok edilmesini emretmişti. Emri yerine getirilmişti. Ünlü Rum komutanı Belisarius, Gotların ordusunu bozguna uğratmıştı. Gotlar İtalya’yı terketmişlerdi, ayrıntılar için yukarıya bakınız.

22a. TRUVA SAVAŞI. YUNAN FİLOSU TRUVA’YA SALDIRMAKTADIR. Truva vakayinamelerinde, Yunanlıların-fatihlerin Truva Krallığı’na geldikleri büyük filo ile ilgili notlar yer almaktadır. Gemi sayısı bile kaydedilmiştir. Yunan filosunun Truva’ya YUNANİSTAN’DAN geldiği düşünülmektedir, res.5.32.

#  22b.  GOT-TARQUİNİUS  SAVAŞI.  Güya  M.S.  VI.  yüzyıldaki  YUNAN-RUM FİLOSU. Procopius dâhil olmak üzere Roma vakanüvisleri Yunanlılar-Rumların İtalya’ya güya M.S. 535 yılında, Yunanistan’dan ve Bizans’tan gelen büyük bir filo ile girdiklerini anlatmaktadır [196], 1. cilt, s.319.

Res.5.33’te güya XIV. yüzyıla ait, Dictys Cretensis’in “Truva Savaşı” eseri ile daha sonra çıkan, Titus Livius’un “Şehrin Kuruluşundan İtibaren Tarih” kitabının birleştirildiği kitaptan eski bir minyatür gösterilmiştir. İlk minyatür ordunun şehre saldırısını tasvir etmektedir. Bu minyatür Dictys Cretensis’in [1229] kitabının “Truva Savaşı’na” ait olan bölümünde gösterilen Truva Savaşı ile ilgili geniş minyatür serisinin başlangıcıdır. Ordunun üstünde dalgalanan bayrakta SPQR yazısının görünmesi ilginçtir, res. 5.34. Bunun gibi bayrakların altında Orta Çağ Roma ordusu, dolayısıyla “antik” ROMA ordusu savaşmıştı. Çağdaş yorumcu bu konuda şunu diyor: “Askerlerin bayrağındaki SPQR yazısı, askerleri, "Senatus  Populusque  Romanus"  adının  altında  savaşmakta  olan  Romalı  olarak belirlemektedir” [1229], s.17. Skaliger kronolojisine göre, Roma Truva Savaşı’ndan ancak 500 yıl sonra kurulmuştu ki.

Res.5.35’te Dictys Cretensis’in kitabından alınmış olan “Truva Savaşı” adlı bir minyatür daha gösterilmiştir. Yunanlılar ile Truvalılar arasındaki savaş tasvir edilmiştir. Minyatürdeki yazıların söylediklerine göre, savaşa krallar Agememnon, Aeneis, Aşil, Hektor ve Troilos katılmaktadır. Bunların hepsi demir ile kaplı Orta Çağ şövalyeleri olarak tasvir edilmiştir. Dört şövalyenin kafasında kapalı siperli miğferler vardır.

Truva ile Got Savaşları arasında bulmuş olduğumuz paralellik, “antik Yunanlıların ve Truvalıların” Orta Çağ şövalyeleri ile özdeşleştirildiği bunun gibi eski tasvirleri çok iyi bir şekilde açıklamaktadır.

Res.5.36’te Homeros’un “İlyada” kitabından alınan, Yunanlıların “antik” filosunu gösteren  güya  XV.  yüzyıla  ait  eski  bir  minyatür  vardır.  Tipik  Orta  Çağ  gemilerini görmekteyiz. Çağdaş yorumcu bu durumu belirtmeden geçemezdi. İhtiyatlı bir şekilde şunu yazmıştı: “Ön plandaki gemi Venedik gemilerinin tipine uygundur” [1229], s.54. Orta Çağ Venediki’nin Truva Savaşı’na katılmış olduğunu iddia etmek için başka sebepler de var. Bunları aşağıda aktaracağız.

Res. 5.36a’da ve res.5.36b’de Homeros’un güya XV. yüzyılda yayımlanmış olan “İlyada” kitabının başından alınan iki resimli sayfa gösterilmiştir. Ama gerçekte bu şık kitabın yayımlanması herhalde XVII. yüzyıldan önce gerçekleştirilmemiştir.

23a. TRUVA SAVAŞI. TRUVA BİR DENİZ ŞEHRİDİR. Şehir “deniz kenarındaki bir vadide bulunmaktadır.” [851], s.70. Ayrıca, Truva’dan bir nehrin geçtiği bildirilmektedir [851], s.90. Res.5.37’de, Korkunç İvan’ın ünlü resimli Rus vakayinamesinden [477:3] alınmış “Truva’nın Görünüşü” adlı ünlü bir minyatür gösterilmiştir. Tipik bir Orta Çağ şehrini görmekteyiz, res.5.38. Nehir-boğazın sol tarafında “antik Truvalıların” neyle uğraştıkları gösterilmiştir. Mesela gemiler yapmak, demir dövmek vs. Büyük ÇANLAR DÖKÜLMEKTE OLMASI ilginçtir, res.5.38. Herhalde XVI-XVII. yüzyıllarda yaşamış olan Orta Çağ ressamı, oldukça bulanık olsa da gerçek tarihten bir şeyler hatırlayıp Orta Çağ Truvası’nı özenle göstermeye çalışmıştı. Yani, HRİSTİYAN KİLİSELERİNİN ÜZERİNE DİKİLMEK ÜZERE çanların mı döküldüğü Truva’nın hayatını? Skaliger tarihi Truva’yı uzak geçmişe çektikten sonra çamların “antik Truva’da” dökülmesi olgusu müthiş bir anakronizme dönüştü. Skaliger tarihi, “antik” Yunan ve Roma tapınaklarının çanlarının olmadığını iddia etmeye başladı. Tarihçiler XVIII. yüzyıldan itibaren ısrarlı bir şekilde, Skaliger tarihinin versiyonlarına aykırı olan her türlü Orta Çağ tasvirinin masal olduğunu söylemektedir.

Bu minyatüre ait olan çarpıcı bir ayrıntı vardır. Söylemiş olduğumuz gibi, [851] akademi basımındaki minyatürün adı “Truva’nın Görünüşü”dür. Başka bir çağdaş yayında [550] AYNI MİNYATÜR nedense “TRUVA” ismi olmadan yayımlanmıştır. Yerine kaçamak bir şekilde “ORTA ÇAĞ ŞEHRİ. Bir XVI. yüzyıl vakayinamesindeki minyatür.” sözleri yazılmıştır [550], s.81. Ne oldu ki? [550] kitabının yayımcıları neden ismini yazmamayı tercih etmişler? Cevap bellidir. Eski “Truva’nın Görünüşü” minyatürü net bir şekilde Ortodoks çanlarıyla dolu apaçık bir ORTA ÇAĞ şehrinin görünüşünü vermektedir. [550] baskısını hazırlayan tarihçiler de okuyucuyu, Skaliger tarihi ile zamanımıza ulaşmış bazı resimler arasındaki  uyumsuzlukla  şaşırtmamaya  karar  vermişlerdir.  Dolayısıyla,  “Truva’nın Görünüşü” ismini düpedüz gizli tutup, yerine hileli biçimde yalnızca “Orta Çağ Şehri”ni yazmayı tercih etmişlerdi. Bu arada, bu ifade doğrudur. Ancak buna, bunun aynı zamanda “antik” Truva’nın görünüşü olduğunu eklemek gerekmektedir.

# 23b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. YENİ ŞEHİR VE YENİ ROMA, DENİZ ŞEHİRLERİ. Got Savaşı’nın olayları daha çok güya Roma’da ve Napoli’de geçmektedir. Napoli DENİZ KENARINDA bulunmaktadır. Yeni Roma, Çar-Grad da deniz kenarında bulunmaktadır. Ayrıca, İstanbul=Çar-Grad daha önceleri “nehir” olarak adlandırılmış olması mümkün olan UZUN VE DAR Bosporus’un her iki tarafında yer almaktadır, res.5.39. Devam edelim. İtalya’nın sonraki başkenti olan Roma’nın içinden ve Ost-Got Krallığı’ndan ünlü Tiber Nehri geçmektedir.

24a. TRUVA SAVAŞI. TRUVA DEĞİRMENLERİ. Truva vakayinameleri nedense Truva’dan geçen nehirdeki ÇOK SAYIDA DEĞİRMENE özel bir önem vermektedir [851], s.90.

# 24b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. ROMA DEĞİRMENLERİ. Procopius dâhil olmak üzere Orta Çağ tarihçileri, Got Savaşı’ndan bahsederken Roma’dan geçen Tiber Nehri’ndeki DEĞİRMENLERE sürekli değinmekteler [196], 1. cilt, s.355-356. Değirmenler güya VI. yüzyıldaki Got Savaşı’nda gerçekten büyük bir rol oynamışlardı. Gotlar ile Romalılar-Rumlar-Yunanlar arasındaki savaşların merkezinde yer almaktaydılar. Procopius değirmen savaşlarına büyük bir ilgi göstermektedir [695]. Üçüncü Roma İmparatorluğu’nun yürüttüğü diğer savaşlar tarif edilirken ise Tiber Nehri’ndeki değirmenler ile ilgili hiçbir şey bildirilmemektedir. İTALYA ROMASI’NIN değirmenleri ile ünlü olduğuna dair herhangi bir bağımsız kanıt bulamadık. Ama buna karşılık, ÇAR-GRAD’ın çok sayıdaki değirmeni ile ünlü olduğu ortaya çıkmıştır. Üstelik bu değirmenler, tam da “büyük nehir” denilen Bosporus’un kıyısında bulunmaktaydı. Res.5.40’ta “Kutsal Toprağa Gezi” (Peregrination in Terram Sanctam) serisinden alınan 1486 yılına ait bir Orta Çağ gravürü gösterilmiştir. Gemi Bosporus’taki  Çar-Grad’a  yaklaşmaktadır.  Bunun  Çar-Grad  olduğunu  Haliç  ve  Haliç’in girişini kapatan ünlü zincir doğrulamaktadır. Körfezin iki yakasında bulunan iki kaleyi birleştiren bu ağır zincirin uçları net bir şekilde görülmektedir. Bu arada bu zincir-kapamaç Çar-Grad tarihinde önemli bir rol oynamıştı [695]. Birçok yazar ondan bahsetmiştir. Gravürde ÇOK SAYIDA DEĞİRMEN görmekteyiz. Çar-Grad’ın merkezinin bulunduğu Yarımada değirmenlerle neredeyse tıklım tıklım doludur. Dolayısıyla, büyük bir ihtimalle “çok sayıdaki antik Truva değirmeni”, Çar-Grad’ın XV. yüzyılın sonundaki Orta Çağ değirmenleridir. Dolayısıyla, Kayseryalı Procopius Got Savaşı’nı anlatırken büyük bir ihtimalle İtalya’daki Roma’yı değil Bosporus’taki Yeni Roma’yı kastetmekteydi.

Bu arada, aynı gravür İncillerde tarif edilmiş olan Yeruşalem’in tam da Bosporus’taki Çar-Grad  (Yoros  Kalesi)  olduğu  fikrinin  lehine  bir  kanıt  daha  sunmaktadır.  Gerçekten Skaliger tarihine göre, haç ziyareti yapan çok sayıda kişinin Orta Çağ “Kutsal Toprak gezilerinin” amacı her zaman İncillerde tarif edilmiş YERUŞALEM idi. 1486 yılına ait “KUTSAL TOPRAĞA GEZİ” gravüründe hangi KUTSAL TOPRAĞI görüyoruz? Res.5.40’a bakınız. Çar-Grad’ı görüyoruz. Demek ki, henüz XV. yüzyılda Kutsal Toprağın, yani İnciller’de tarif edilmiş olan Yeruşalem’in TAM DA BOSPORUS’TAKİ ÇAR-GRAD (YOROS) olduğu kabul edilmişti.

Aynı durumu, XV. yüzyıla ait “Şövalye Grünemberg’in Kutsal Toprağa Hac Yolculuğu” (Ritter Grünembergs Pilgerfahrt ins Heilige Land) adlı bir başka Orta Çağ gravüründe   görmekteyiz.   Res.5.41’e   bakınız.   Hac   ziyareti   yapanların   gemisi   deniz kenarındaki şehre yaklaşmaktadır. Üstelik köşedeki kulenin arkasındaki körfez çok iyi bir şekilde görülmektedir. Her iki gravür aynı “Kutsal Toprağa Gezi” serisine ait olduğu için aynı [1189] albümünde, aynı sayfada yer almaktadır. Burada, büyük bir ihtimalle Çar-Grad ve Haliç Körfezi gösterilmiştir. Yine, İncillerde tarif edilmiş YERUŞALEM’in Çar-Grad (Yoros) ile özdeşleştirilmesi ile karşı karşıyayız. Res.5.41a’da, Haçlıların Kutsal Toprağa geldikleri gemilerden biri gösterilmiştir. Şimdi anladığımız gibi, onlar Çar-Grad’a yönelmişlerdi.

25a. TRUVA SAVAŞI. PRİAMOS’UN TRUVA SARAYI. Truva’nın ortasında “bir tepede, Kral Priamos muazzam ve mükemmel bir saray kurmuştu” [851], s.90.

# 25b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. ÇAR-GRAD’IN VE ROMA’NIN SARAYLARI. Celal Esad’ın yazdığı gibi, Çar-Grad’daki saray kompleksinin, TARİHİN BÜTÜN ZAMANLAR İÇERİSİNDE GÖRDÜĞÜ “en FANTASTİK, en OLAĞANDIŞI olaylardan biri olduğu kabul edilmektedir.” [240], s.137. “Ayasofya’nın yanında bulunan ve 400.000 metrekareye denk ÇOK BÜYÜK BİR ALANA yayılan Büyük İmparatorluk Sarayı ana yapıydı [240], s.138. Haçlı Seferleri döneminde yıkılmıştı. Vakayinameler onu dünya harikası, Rum İmparatorluğu’nun büyük servetinin toplanmış olduğu muazzam bir yapı olarak nitelendirmektedir. Büyük İmparatorluk Sarayı’nın ihtişam derecesini, bugüne ulaşan muazzam Ayasofya Kilisesi’ni gördükten sonra anlamak mümkün, res.5.42, res.5.43. İtalyan Roması’nın ortasında da, Capitol Tepesi’nde, Üçüncü Roma İmparatorluğu’na ait Capitol saray  kompleksi  bulunmuştu.  Ama  bu  kompleks  herhalde  en  erken  M.S.  XIV-XV. yüzyıllarda, Bizans’ın düşüşünden ve “Roma devletinin” kâğıt üzerinde Konstantinopolis’ten Bizans’a geçirilmesinden sonra kurulmuştur.

26a. TRUVA SAVAŞI. ANADOLU FRİGYASI. Truva Krallığı ya bir parçası olarak Frigya’nın içinde ya da yakınında yer almıştır. Truva kaynakları bunun ile ilgili şunu anlatmaktadır: İason ve Herkules, Truva’ya    ilksaldırılarından önce, “FRİGYA

TOPRAĞININ, Truva Krallığı’nın KIYILARINA yanaşmışlardı” [851], s.79. Çağdaş yorumcular, “Truva Krallığı, Frigya diyarına bitişikti” diye ilave etmektedir [851], s.209. Truva’nın Frigya’ya bitişik olduğu ya da düpedüz Frigya’da bulunduğu [851]’de de söylenmektedir, s.100, 101. Bu arada, Truva Savaşı’nın katılımcısı ve Truva ile ilgili ünlü kitabın yazarı olan Frigyalı Dares’e FRİGYALI ismi boşuna konulmamıştır. Birçok Orta Çağ yazarı Frigya’yı, “üzerinde Truva Krallığı’nın yer aldığı” bölge olarak tanımaktaydı [851], s.214, not 71.

# 26b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. ORTA ÇAĞ ALMAN FRİSYASI. Tarihçiler bugün “eski” Frigya’yı Anadolu’ya yerleştirmektedir. Ancak Orta Çağ yazarlarının bambaşka fikirleri var. Onlar Frigya’yı ALMANYA’NIN BİR PARÇASI olan Frisya ile özdeşleştirmişlerdi. Bunu bazı çağdaş yorumcular, “Herhalde Guido’nun kopyalarının (güya XIII.   yüzyıl   –   A.F.)   doğru   şekilde   okunması,   (Frigya   yerine   –   A.F.)   FRİSYA’YI önermektedir. Milattan Sonraki dönemden beri, ALMANYA’NIN KUZEY BATISINDA YAŞAYAN KABİLEYE FRİSYALILAR denilmişti.” diye söylemektedirler [851], s.216, not

99. Ama bu durumda “antik” Truva Krallığı ya Bizans olan Rum Krallığı ile ya da erken Ataman (Ottoman) Osmanlı İmparatorluğu ile özdeşleştirilip otomatik olarak Avrupa’ya ya da Bizans’a yerleştirilmektedir. (Ottoman (отоманский) ifadesi, Kazakların ordusunun reisi (başkomutanı)  demek  olan  атаман  (ataman)  kelimesinden  gelen  Ataman  (Атаманский) ifadesi ile hemen hemen özdeştir.) Dolayısıyla, aşağıda bazen Ottoman İmparatorluğu ifadesinin yanı sıra Ataman İmparatorluğu ifadesini kullanacağız. Erken Ataman (Ottoman) İmparatorluğu ile özdeşleştirildiği takdirde, FRİGYA adının TRİKYA ya da TURTSİYA- TURKİYA (TİRKİYE) kelimesinin hafif bir çarpıtılması olması mümkündür. F (fita) ve T’nın sık sık birbirlerine dönüştüğünü hatırlatalım.

Doğu’dan Batı’ya doğru hareket eden “Moğollar”ın ve Türklerin fetihleri döneminde AVRUPA’DA DOĞU İSİMLERİ ORTAYA ÇIKMAYA BAŞLAMIŞTI.

27a. TRUVA SAVAŞI. FRİGYALILAR, TRUVALILARIN MÜTTEFİKLERİ. “Frigyalılar, Truvalıların müttefiki idi” [851], s.216, not 99. Truva-TRKVN Savaşı’na katılmışlardı. Bu arada Homeros, Dares’e Truva’daki-İlion’daki papaz demektedir, ilahi V, 9-11’e bakınız. Bu da, savaşın katılımcısı olan FRİGYALI DARES’in Truvalıların müttefiği olduğu sonucunu doğurmaktadır.

# 27b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI.  Müttefik olarak ALMANLAR VE GOTLAR. Güya VI. yüzyıldaki Got Savaşı’nda Yunanlılar-Rumlar-Romalılar hem İtalya’ya giren ve başında Kral Teoderik olan Gotlara hem de başında Kral Odoacer olan ve burada biraz daha erken ortaya çıkmış olan Alman kabilelerine karşı savaşmışlardı. Frizyalılar-Almanlar ile Truvalılar-TRKVN arasındaki “antik” birliği görüyoruz. Gotların Prusları ve Prasinleri, hem de Etrüskleri kapladığını hatırlatalım. Livius’a göre, Tarquinius Savaşı’nda Tarquiniuslar- RKVN soyu “Kuzey memleketinden gelen insanlar olarak nitendirilmektedir,” yukarıya bakınız. Gotların sureti olan Gururlu Tarquin yabancı, yani Romalı olmayan biri olarak tanınmıştı.

Coğrafi isimlerin Doğu-Batı yönünde yerleştirilmesi, herhalde Haçlı Seferi ve XIV-XV. yüzyıllardaki savaşların, bu arada “Moğolların”, sonra da Osmanlıların Avrupa'ya girdiği dönemde aktif şekilde yapılmaktaydı. Truva Savaşı ile ilgili ilk vakayinamenin yazarı olan Dares FRİGYALIydı.   Bu, Truva’nın çöküşü ile ilgili, kâğıda dökülmüş ve zamanımıza ulaşmış İLK efsanelerin Truva Savaşı’na katılan GOTLAR tarafından yazılmış olması demektir. Bu arada, hem Frigyalı Dares’i hem de Dictys’i, Orta Çağ notlarının sahte olduğu yönündeki suçlamadan kurtarıyoruz. Bunlar büyük bir ihtimalle gerçek ve ilk elden alınan değerli kanıtlardır ve görgü tanıklarının, XIII. yüzyıldaki Haçlı Seferleri’nin katılımcılarının anlatımlarıdır.

GOTLARIN güya MİLATTAN ÖNCE XIII. yüzyıldaki Truva Savaşı’na katılması, bu halkların o dönemde hâlâ Taş Devri’nde olduğunu ileri süren Skaliger tarihinde tümüyle imkânsızdır. Aynı zamanda güzel konuşan Homeros Truva Savaşı’nın katılımcılarını, “Dünyaya gelen insanların şanı olan bu kudretli insanlar” ya da “miğferi parlak olan güçlü Hektor” diye övmekteydi, res.5.43a. Bu yüzden, çağdaş tarihçiler bizi şuna inandırmaya çalışmaktalar:  “FRİZYALILARIN  TRUVA  SAVAŞI’NA  KATILMIŞ OLAMAYACAKLARI TARTIŞILMAZDIR” [851], s.216, not 99. Okuyucuya bu bölümde yazılanları “İmparatorluk” ve “Kutsal Kitap Rus’u” kitaplarından aldığı bilgiler ile karşılaştırmasını tavsiye ediyoruz. Bu kitaplarda, GOTLARIN TATARLARLA ve MOĞOLLARLA, yani XIII-XVI. yüzyıllardaki Rus-Orda “Moğol”=Büyük İmparatorluğu ile özdeşleştirilmesi konusu anlatılmaktadır.

28a. TRUVA SAVAŞI. İDA YA DA YAHUDİ DAĞI. Truva Savaşı sırasında, Truva’nın yanında ünlü İda Dağı bulunmaktaydı [851], s.198, not 3. “İDA Dağı” adı, “YAHUDİ Dağı” adı ile hemen hemen özdeştir.

# 28b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. VEZÜV YANARDAĞI. Napoli şehri, Avrupa’daki ünlü Vezüv Yanardağı’nın eteğinde bulunmaktadır. Roma’dan pek uzak değildir. Yukarıda  tarif  edimiş  olan  hanedan  paralelliklerine  göre  Vezüv,  Yahudi  Dağı  ile,  yani Tanrı’ya tapınılan dağ ile özdeşleştirilmektedir. Burada Tanrı’ya tapınmaktaydılar. Ayrıca Çar-Grad’ın kenarında, Aziz İsa’nın=Yuşa’nın devasa “mezarının” bulunduğu Beykoz Dağı bulunmaktadır, yukarıya bakınız. Burada da Tanrı’ya tapınmaktaydılar. Büyük bir ihtimalle Beykoz Dağı ana İda=Yahudi Dağı idi.

29a. TRUVA SAVAŞI. TRUVA VE YAHUDİA. Homeros’un efsaneleri dâhil olmak üzere Truva efsanelerinde sık sık İDA Zirveleri, İDALI Zeus, İDA’NIN Ormanı gibi ifadelere rastlanmaktadır. İda Dağı’nın yanında KÜÇÜK HİNDİSTAN’IN bulunması ilginçtir [851], s.93,212, not 50; [180], s.264. HİNDİSTAN’IN Orta Çağ döneminde bazen YAHUDİA anlamına geldiği fikri ortaya çıkmaktadır. Gerçekten yazılışları birbirlerine oldukça yakındır. INDIA - IUDIA. Bu arada Truva efsanelerine göre İda Dağı dinsel tapınma merkezi idi [851]. Tam da Yeni Roma’nın kenarındaki Beykoz Dağı gibi. Kutsal Kitap’ta, Tanrı’nın Musa’ya taş levhaları,  kanunları  verdiği  ünlü  Sina  Dağı  şeklinde  tarif  edilmiş  olan  İtalyan  Vezüv Yanardağı gibi.

Truva vakayinameleri İda’nın Ormanı’nda (Yahudi Ormanı’nda) meşhur PARİS’İN YARGILANMASInın gerçekleştirildiğini anlatmaktadır. Truva kralının oğlu olan Paris, Yahudi Ormanı’ndayken üç “antik” tanrıça arasında “güzellik hakkındaki” tartışmayı, ödülü aşk tanrıçası olan Afrodit’e sunarak çözmüştür [851], s.93. Kutsal Kitap’ın “karıları” sık sık farklı DİNLERLE özdeşleştirdiğini söylemek gerek [544], 1. cilt. Dolayısıyla, “Paris’in Yargılanması” efsanesine Truvalılar tarafından “antik” Bacchus dininin eklenmiş olması mümkündür. Truvalılar, üç karıdan-dinden sanki bir tanesini, aşk dinini, Afrodit’i (TRDT ya da TRTT, Tatarlar, tartar) seçmişler gibi. Res. 5.44, res.5.45 ve res.5.46’de “antik” bacchanaliaların eski resimleri gösterilmiştir. Batı Avrupa Hristiyan kültünün büyük bir ihtimalle antik Bacchus kültü ile uyuştuğunu hatırlatalım, bölüm 1:3’e bakınız. Öte yandan burada, Prens Vladimir tarafından, Rus’u vaftiz ederken yapılmış olan bir başka ünlü Orta Çağ “din seçeneğini” hatırlamadan geçemeyiz. Vladimir de Hristiyanlığı, kendisine önerilmiş olan birkaç dinin içinden seçmiştir. “Antik” Paris düpedüz P-rus (beyaz Rus) Vladimir’in, yani  “Dünya’ya  sahip  olan’ın”  yansıması  değil  mi?  Res.5.47  ve  res.5.47a’da  Lucas Cranach’ın (1472-1553) “Paris’in Yargılanması” resmi gösterilmiştir. Tipik Orta Çağ dönemi ile  karşı  karşıyayız.  Paris,  üzerinde  ağır  bir  zırh  olan  bir  şövalye  olarak  gösterilmiştir, uşağının üzerinde de zırh ve Orta Çağ dönemine özgü kıyafet vardır.

#  29b.  GOT-TARQUİNİUS  SAVAŞI.  YAHUDİ  KRALLIĞI  OLARAK  ROMA İMPARATORLUĞU

Söylediğimiz gibi, Üçüncü Roma İmparatorluğu Kutsal Kitap’ta Yahudi ve İsrail Krallıkları olarak gösterilmiştir. Bunların orijinali güya M.S. X-XIII. yüzyıllardaki Kutsal Roma İmparatorluğu ve XIV-XVII. yüzyıllardaki Habsburg İmparatorluğu’dur (Nov-Gorod mu?). Böylelikle, Yahudi Zirveleri, Yahudi Zeus’u, Yahudia’nın Ormanı gibi Truva “İda” isimleri XII-XVI. yüzyıldan kaynaklanmaktadır. “İmparatorluk” ve “Kutsal Kitap Rus’u” kitaplarında gösterdiğimiz gibi, o zamanlarda İsrail ve Yahudia, Büyük=“Moğol” İmparatorluğu’nun dinsel isimleri idi. Daha kesin ve açık olarak belirtecek olursak, İsrail ismi Rus-Orda’ya, Yahudia ismi ise Osmanya=Ottomanya’ya konulmuştu. Büyük İmparatorluk XVII. yüzyılda parçalandıktan sonra, mesela çağdaş İtalya topraklarında büyük Orta Çağ Yahudia’sının   ve   İsrail’in   izlerini-parçalarını   görmekteyiz.   Mesela,   Ravvena  şehrinin, herhalde “haham” (ravvin) sözünden (yani hahamların şehri) gelen adında. Truva vakayinamelerine  geri  dönelim.  Truva’nın  düşüşünden  sonra  Truvalı  Agenor,  “güneşin batısına gelip” VENİCEYA adlı bir şehir kurmuştur [851], s.147. Büyük bir ihtimalle burada ORTA ÇAĞ İTALYA VENEDİKİ’NİN M.S. XIII. yüzyıldaki KURULUŞU söz konusudur. Bu arada, Orta Çağ döneminde Güney İtalya’ya aynı anda BÜYÜK YUNANİSTAN denildiğini hatırlatalım [196].

30a. TRUVA SAVAŞI. TRUVA’NIN, HATTUŞAŞ’IN ve BABİL’İN DÜŞÜŞÜ. Skaliger kronolojisine göre, Truva M.Ö. 1225 yılında düşmüştür [72]. Hititlerin başkenti olan Hattuşaş’ın ve Babil’in hemen hemen aynı anda düştükleri düşünülmektedir [72], res.5.48.

# 30b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. GOTLARIN DİĞER İSMİ OLARAK HİTİTLER. 1. Bölümde gösterilmiş olduğu gibi, “antik” Hitit Devleti büyük bir ihtimalle Orta Çağ Got Krallığı’nın hayalet yansımasıdır. Ayrıca bazı vakayinamelere göre, Roma’ya aynı anda Babil denilmiştir, “Sayılar Yalana Karşı”, 1. bölüme bakınız. Böylelikle, Skaliger kronolojisi Truva’nın, Roma-Babil’in ve Hitit-Got Krallığı’nın hemen hemen aynı anda düştükleri konusunda haklıdır. Skaliger kronoloji uzmanlarının tek hatası bu olayın tarihidir. Bu olay MİLATTAN ÖNCE XIII. yüzyılda değil, MİLATTAN SONRA XIII. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Bu örnekte, XVII. yüzyılda yaşayan tarihçiler tarihlerdeki “artı” işaretinin yerine “eksi” işaretini koymaya karar vermişler.

31a.  TRUVA  SAVAŞI.  YUNAN  HELEN’i.  Truva  Savaşı  “bir  kadından  dolayı” patlak vermiştir. Menelaos’un eşi Helen’e hakaret edilmesi denilen olay savaşa bahane olmuştur, res.5.49. Helena güya eşinin elinden alınmış ve kaçırılmıştır.

#  31b.  GOT-TARQUİNİUS  SAVAŞI.  LUCRETİA–AMALASUNTA-JULİA MAESA. Birinci=Üçüncü Roma İmparatorluğu’nda Got-Tarquinius Savaşı’nın sebebi de Lucretia–Amalasunta’nın hakarete uğramasıdır. Lucretia’nın ırzına geçilmiştir, kendisi sonra intihar etmiştir. Amalasunta öldürülmüştür, yukarıya bakınız.

32a. TRUVA SAVAŞI. TRUVA SAVAŞI’NIN ZULMÜ. Truva vakayinamelerine göre, bu savaşta 11 büyük muharebe vardı. Bu muharebelerin kendileri de çok sayıda küçük muharebeden oluşmaktadır. Savaş Truva’nın düşüşü, yakılması ve tümüyle yağmalanması ile bitmiştir. Zaferi kazanan Yunanlıların olağandışı canavarlığından ve “şehrin temeline kadar yıkılmış olduğundan” bahsedilmektedir [851], s.133-134. Truva Krallığı’nın varlığı sona ermiştir. Hayatta kalan Truvalılar selameti kaçmakta bulup uzak ülkelere doğru gitmişlerdir. Bu arada, Truva Savaşı’nı tasvir eden Orta Çağ ressamları onu tam olarak Orta Çağ dönemine ait olan bir savaş olarak göstermişlerdi. Mesela, res.5.50’de Benoît de Sainte-Maure’nin “Truva Savaşı Hakkında” başlıklı kitabından eski bir minyatür gösterilmiştir. Truva’ya hücum eden Yunanlıların Tatar yayları (crossbow – İng.) ile silahlandırıldıklarını görmekteyiz, res.5.51. Ancak, Tatar yayı  Orta Çağ dönemine, hatta geç Orta Çağ dönemine özgü bir silahtır.

# 32b. GOT-TARQUİNİUS SAVAŞI. GOT SAVAŞI ÜLKEYİ ÇÖLE DÖNÜŞTÜRMÜŞTÜR. Güya VI. yüzyıldaki Got Savaşı’nı ayrıntılı bir şekilde tarif eden Procopius, savaş sırasında birkaç tane muharebe olduğunu iddia etmektedir. Livius da Tarquinius Savaşı sırasında, özellikle iki büyük bölüme ayrılan çok sayıda muharebeyi tarif etmektedir. Got Savaşı Roma’nın, Napoli’nin ve tüm İtalya’nın yağmalanmasına sebep olmuştu [695], [696], [196], 1. cilt. Mesela, Napoli ile ilgili şunlar bildirilmektedir: Şehir, (I. Justinianos’un  komutanı  olan  Belisarius  tarafından  –  A.F.)  yağmalanmış,  sakinleri  ise acımasız  şekilde  kıyıma  uğramışlardı.”  [196],  1.  cilt,  s.326.  YUNANLILARIN— RUMLARIN kıyımların ana suçlusu olduğu ilan edilmişti. Got Savaşı’na zaten genellikle YUNAN SAVAŞI denilmekteydi [196], 1. cilt, s.426-427. “Şehir (Roma - A.F.), YUNANLILARIN YAPTIKLARI KUŞATMANIN VE GASPIN KURBANI OLMUŞTU... Tüm İtalya da Roma ile aynı durumda idi... İTALYA, ALPLERDEN TARENTUM’A KADAR İNSAN CESETLERİ VE BİNA YIKINTILARI İLE KAPLI İDİ. SAVAŞIN PEŞİNDEN GELEN AÇLIK VE VEBA ÜLKEYİ ÇÖLE ÇEVİRMİŞTİ... NÜFUSUN EN AZ ÜÇTE BİRİ ÖLMÜŞTÜ... DEHŞETLİ GOT SAVAŞI HEM ROMA’DA HEM DE TÜM İTALYA’DA HAYATIN “ANTİK” ŞEKİLLERİNİ EBEDİYEN MAHVETMİŞTİ... DERİN BARBARLIK  GECESİ,  YIKILMIŞ  LATİN  DÜNYASINI  KARANLIĞI  İLE KAPLAMIŞTI” [196], 1. cilt, s.426-427. Anlamaya başladığımız gibi, XIX. yüzyılda yaşayan Alman tarihçisi  Ferdinand  Gregorovius,  Procopius’un  yazdıklarını  anlatırken,  fiilen  Latin bakış açısındaki efsanevi Truva Savaşı’nı anlatmaktadır.