Anatoliy T. Fomenko
ANTİKÇAĞ ORTA ÇAĞ'DIR

Suretlerin tespit edilme yöntemleri. “Eski” ve Orta Çağ hanedanlarının özdeşleşmesi.
M.S. XIII. yüzyıldaki Truva Savaşı. Yunan-Roma tarihinde kronolojik oynamalar. XII. yüzyıldaki İncil olaylarının XI. yüzyılın tarihine yansıması.

ÖNSÖZ

Bu kitap yazarı tarafından 2013 yılında denetlenip düzeltilerek yeniden yayımlanmaktadır. Bu yayın öncekilerinden hissedilir ölçüde farklıdır. Ayrıca, renkli olan resimler   renkli   olarak   da   gösterilmektedir   (bunların   siyah   beyaz   gösterildiği   önceki yayınlardan farklı olarak). Karşınızdaki eser yedi ciltlik “Kronoloji”nin ikinci cildidir (yedi ciltlik araştırma 14 kitaba bölünmektedir).

1. Cilt. SAYILAR YALANA KARŞI- A.T. Fomenko.

2. Cilt. 1. Kitap: ANTİKÇAĞ ORTA ÇAĞ’DIR – A.T. Fomenko.

2. Kitap. TARİHLERİ DEĞİŞTİRİYORUZ HER ŞEY DEĞİŞİYOR - A.T. Fomenko.

3. Cilt. 1. Kitap: YILDIZLAR TANIKLIK EDER - A.T. Fomenko, V.V. Kalaşnikov, G.V. Nosovskiy.

2.  Kitap:  ESKİ  ÇAĞLILARIN  GÖK  TAKVİMİ  –  A.T.  Fomenko,  T.N. Fomenko, G.V. Nosovskiy.

4. Cilt. 1. Kitap: RUS’UN YENİ KRONOLOJİSİ – A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy.

2. Kitap: RUS TARİHİNİN SIRRI – A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy.

5. Cilt. 1. Kitap: İMPARATORLUK - A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy.

2. Kitap: ÇARLIĞIN PARLAK DEVRİ - A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy.

6.Cilt. 1. Kitap: İNCİL RUS’U - A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy.

2. Kitap: RUS-ORDU TARAFINDAN AMERİKA’NIN İSKÂN VE İHYA EDİLMESİ - A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy.

3. Kitap: DÜNYANIN YEDİ HARİKASI - A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy.

7. Cilt. 1. Kitap: BATILI EFSANE - A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy.

2.  Kitap:  ‘ESKİ’  LATİNCE’NİN  RUS  KÖKLERİ  -  A.T.  Fomenko,  T.N. Fomenko, G.V. Nosovskiy.

Bu ciltte, “Sayılar Yalana Karşı” kitabında yazar tarafından geliştirilip sunulan yöntemler temelinde, “Antikçağ”ın XI-XVI. yüzyıllardaki Orta Çağ’ın hayalet yansıması olduğu gösterilmektedir. Yani, “Antikçağ” olayları hiç de daha sonraki bazı “yazarlar” tarafından uydurulmuş değildir. Bunlar gerçektir, yani gerçekten olup bitmiştir. Ancak bize düşündürüldüğü gibi “derin geçmiş”te değil, günümüze daha yakın, XI-XVI. yüzyıllar döneminde olup bitmiştir. Mamafih daha sonra, eski orijinal kaynaklar XVII-XVIII. yüzyıllarda yeni uygulanan (XVI-XVII. yüzyıllarda uydurulan) Skaliger-Petavius kronolojisi açısından önyargılı olarak denetlenip düzeltilmiştir. Sonuçta geçmişin –XVIII. yüzyıldan önceki– görünümü önemli oranda çarpıtılmıştır.


Biz, Orta Çağ tarihi ve “antik” Roma, Yunan, Kutsal Kitap tarihindeki önemli paralellikleri (tekrarlamaları, suretleri) gösteriyoruz. Bunlar yazar tarafından, Skaliger- Petavius’un “tarih ders kitabı” içerisinde, ampirik-istatistiksel yöntemler vasıtasıyla keşfedilmiştir. Aynı olaylar farklı vakanüvisler tarafından tasvir edilmiştir, daha sonra da bunların vakayinameleri daha sonraki kronoloji uzmanları tarafından zaman içinde suni olarak ayrılıp derin geçmişe indirilmiştir.

Örnek olarak “antik” Roma’nın; Orta Çağ Roma İmparatorluğu’nun, yani M.S. XIII- XIV. yüzyıllardaki Büyük=“Moğol” İmparatorluğu’nun hayalet yansıması olduğunu gösteriyoruz. Anlaşılacağı gibi, “antik” Yunanistan da XIV-XVI. yüzyıllarda Yunanistan ve Balkanlar’da olup biten olayların yansımasıdır.

Ayrıca, güya M.Ö. XIII. yüzyılda patlak veren meşhur “antik” Truva Savaşı ile XII. yüzyılın sonu – XIII. yüzyılın başında yaşanan savaş arasında paralellik bulunmuştur. Tarihçilerin Truva Savaşı’nın tarihlenmesinde yaklaşık 2600 senelik hata yapmış oldukları anlaşılmıştır. Bunun dışında M.S. XIII. yüzyılda patlak veren Truva Savaşı’nın “derin geçmişte” başka yansımalarını bulduk. Bugün başka isimler altında bildiğimiz savaşlar.

Batı Hristiyan kilisesinin tarihinde meşhur XI. yüzyıl devrinin, yani “Papa VII. Gregorius Hildebrand”’ın ve yaptığı muazzam kilise reformu devrinin İncil’de betimlenen XII. yüzyıla ait Andronikos-Mesih devrinin yansıması olduğunu keşfettik. Bunun üzerinde daha detaylı duracağız.

1974-1978 yıllarında “Skaliger tarih ders kitabı”nın, birbirine göre oynatılan dört kısa vakayinamenin yapıştırılmasından ibaret olduğunu keşfettik, bkz. “Sayılar Yalana Karşı”, bölüm 6. En önemli sonuçlardan biri, Mesih’in yaşamını M.S. XI. yüzyıla (gerçek olan XII. yüzyıl yerine) götüren Orta Çağ geleneğinin yeniden kurulmasıdır. Evvela Orta Çağ vakanüvislerinin bu hatalı düşüncesini, M.S. hayalet I. yüzyılı XI. yüzyıl ile çakıştıran 1053 senelik kronolojik oynamayı analiz ederken buldum. Sonra XIV-XV. yüzyıllarda yaşayan Orta Çağ kronoloji uzmanlarına ait aynı fikir, başka düşünceler temelinde G.V. Nosovskiy tarafından keşfedilmiştir, bkz. “Dünyanın Yedi Harikası”, bölüm 2.

Meğer  Orta  Çağ  vakanüvisleri  Mesih’in  yaşamını  XI.  yüzyıl  olarak  tarihlerken (olasılıkla, yetkin olmayan takvim ve astronomik düşüncelerine göre) yüz sene yanılmıştır.

Araştırmalarımıza göre gerçekte Mesih günümüze yüz sene daha yakın bir devirde, yani XII. yüzyılda yaşamıştır. A.T. Fomenko ve G.V. Nosovskiy’in “Slavların Çarı” kitabına bakınız.

Yazar, okuyucunun önünde bulunan kitapta, İmparator Andronikos-Mesih’in bugün hatalı olarak XI. yüzyıla (aşağıya yüz senelik oynama ile) atfedilen vakayinamelere nasıl yansıdığını gösteriyor. Meğer daha sonraki vakanüvisler, Mesih’i, ismi muazzam Batı kilisesinin reformu ile bağlantılı olan meşhur “Roma Papası Gregorius Hildebrand” sıfatıyla betimlemiş. Bunun dışında XII. yüzyılda yaşayan İncil’deki Vaftizci Yahya XI. yüzyıla ait hayalet Skaliger tarihinde “Roma kahramanı İoannes Crescentius” ismi altında yansımıştır.


Daha  sonra  görüleceği  gibi  Eski  Ahit  olayları  da  “yukarıya  çıkıyor”.  Burada kronolojik oynama yaklaşık iki bin sene veya daha fazlasıdır.

“Antik” olaylar gerçek yerlerine, XI-XVII. yüzyıllara döndükten sonra, Eski Çağ tarihinin yorumlanışı kökünden değişiyor. İnsanoğlunun yazılı tarihi büyük oranda kısalıyor. Skaliger versiyonuna kıyasla EN AZINDAN İKİ BİN BEŞ YÜZ SENE. Tarih yalnızca M.S. X-XI. yüzyıldan itibaren bilinir hale geliyor.

Daha sonra yayımlanan “Tarihleri Değiştiriyoruz Her Şey Değişiyor” kitabında kaynakların araştırılması için sadece doğru kronolojinin saptanmasını değil, şu ya da bu metinlerin gerçek yazarlarının saptanmasını hedefleyen  yeni yöntemler anlatılıyor. Ayrıca V.P. Fomenko ve T.G. Fomenko, mesela edebi intihali belirlemeyi mümkün kılan istatistik tabiatlı yazar invaryantını keşfetmişlerdi. Ek olarak “Ve Durgun Akardı Don” eserinin iyi bilinen yazarlık sorunu araştırılıyor. “Ve Durgun Akardı Don” eserinin büyük bir kısmının büyük ihtimalle M.A. Şolohov tarafından yazılmamış olduğu anlaşılmıştır.

Bu yazar invaryantı yönteminin diğer çarpıcı örnekleri için bkz. “Rus Tarihinin Sırrı”, bölüm 2:32. Örneğin M.V. Lomonosov’un “Tarih” kitabının olasılıkla M.V. Lomonosov’un muarızı olan G.F. Miller tarafından yeniden önyargılı şekilde yazılıp tahrif edilmiş olduğu keşfediliyor. Ve hileli olarak Lomonosov ismi altında, onun ölümünden sonra yayımlanmıştır.

Biz eski isimleri tek standarda uydurmayı kasten amaçlamıyoruz. Mesele şudur ki, eski kaynaklarda aynı özel isimler ve coğrafi isimler farklı şekilde yazılırdı. Hem de bazen çok farklı. Bu nedenle bu önemli keyfiyeti göz önünde bulunduruyoruz. Bu keyfiyetin sebepleri XIV-XVII. yüzyıla ait Orta Çağ dilinin sabit olmayan kurallarının içinde saklıdır.

Şu olguyu da göz önünde bulundurmakta fayda var. Eski Çağ’da metinler çoğunlukla ünlüsüz yazılıyordu. Yani, ya tümüyle ünlüsüz ya da bunların çoğu atlanarak. Mesela Arapça yazılarda  ünlüler  neredeyse  tümüyle  kaybolurdu.  Bu  ünlüler  için  harfler  bile bulunmamaktaydı. Kilise-Slav yazılarında da ünlüler çoğunlukla atlanıyordu. Dolayısıyla eski kelimelerdeki, hele de özel isimlerdeki ve başlıklardaki ünlüler pek güvenilir değildir, bkz. “Sayılar Yalana Karşı”, bölüm 1:8. Bu sebeple, okuyucu kitabımızda eski isimleri, salt ünsüz iskeleti üzerinde yeniden yapılandırma teşebbüslerimizi görünce şaşırmamalıdır.

Bunun dışında günümüze ulaşan isimler, eski orijinallerinden çağdaş şekillerine ulaşıncaya kadar çoğunlukla karışık bir yoldan geçerdi. Bunları yeniden yazarlardı, bir dilden diğerine çevirirlerdi vs. Bilindiği gibi yazılar farklı dillerde farklı yönden kullanılırdı. Örnek olarak  Arap  dilinde  sağdan  sola  yazılıyordu.  Slav  dilinde  tersine.  Bu  sebeple  isimler çevrilirken okumanın yönü tersine dönüşebilirdi.

 

A.T. Fomenko
Moskova
Lomonosov Moskova Devlet Üniversitesi