A.T. Fomenko
Sayılar Yalana Karşı

Geçmişin Matematiksel Araştırması. Skaliger Kronolojisinin Eleştirisi. Tarihlerin Oynaması ve Tarihin Kısaltılması. Yeni Kronoloji.

NOSOVSKİY - FOMENKO YENİ KRONOLOJİSİNİN VE ONA KARŞI MÜCADELENİN TARİHÇESİ
A.T. Fomenko ve G.B. Nosovskiy

Her şeyden önce ‘Nosovskiy - Fomenko Yeni Kronolojisi’ kavramı hakkında birkaç kelime etmek gerekir. Bu kavram mütevazı gözükmeyebilir. Ama mesele şudur:

‘Yeni Kronoloji’ kavramı 1995 yılında, ’Yeni Kronoloji ve Rus, İngiltere ve Roma’nın Eski Çağ Tarihi Konsepsiyonu’ (Moskova, MDÜ, 1995) kitabının isminde bizim tarafımızdan ilk kez literatüre sokuldu, soyadlarımız olmadan, sadece dünya Eski Çağ kronolojisinin düzeltilmiş, çağdaş doğal-bilimsel yöntemlerin geniş şekilde kullanılmasıyla oluşturulan versiyonuna işaret etmek için. Uzun zaman boyunca bu kavram yalnız bizim çalışmalarımızda kalıyordu, bazen N.A.  Morozov, Edwin Johnson, Jean Hardouin,  Isaac Newton  v.s.  gibi bizden öncekilerin çalışmalarına atfediliyordu. Bu arada, İngilizce literatürde ancak 2001 yılından itibaren ejiptolog David Rohl’un eserlerinde ‘Yeni Kronoloji’ kavramı kalıcılaştırılmaya başlandı. Rohl, "A Test of Time" (Zamanın Sınanması) yapıtında, Eski Mısır kronolojisinde küçük değişiklikler - üç yüz yıl civarında - yapmayı tavsiye etti. Yayımladığı kitaptaki resimlerden birinde kendi versiyonunu ‘yeni kronoloji’ olarak adlandırdı, sırf yeni kavramlar ve yeni olgular sunduğu için değil, ejiptolojide gayet çok sayıda bulunan versiyonlardan kendi versiyonunu ayırmak için. Sadece birkaç sene sonra, post factum, David Rohl’a ‘yeni kronolojinin geliştirilmesini’ isnat etmeye başladılar. Kanımızca, bu adım sunduğumuz terimi bambaşka bir manayla doldurup diğer yazarların isimleriyle bağdaştırarak elimizden almak amacıyla tarihçiler tarafından bilinçli şekilde atıldı. Bu tarz ‘bilimsel yöntemlerle’ savaşmak hayli zor, zaten bunu yapacak değiliz. Bu nedenle, kendi teorimizi sırf ‘Yeni Kronoloji’ değil, ‘Nosovskiy-Fomenko Yeni Kronolojisi’ olarak adlandırmaya karar verdik. Böylece okuyucunun sorunu anlamasına yardım ediyoruz.

Genel olarak Batı’daki yeni kronolojinin tarihçesi şöyle anlatılabilir: Tarihçilerin, kronolojinin çözülmesi ve demagojiden bilime dönüştürülmesi çabalarıyla mücadelesi. Bu mücadelede hem geçmişte hem de günümüzde belli başlı metotlardan biri kavramların değiştirilmesi ve okuyucunun fikrini yanlış yere yönlendirmek üzere yazarların değiştirilmesidir. Bununla ne kastediyoruz? Parlak bir örnek alalım. XX. yüzyılda Rusya’da, N.A. Morozov’un kronoloji üzerine yapıtları yayımlandı. Bir kitabı – ki belli başlı, ana kitabı değildi- zamanında Almanca’ya çevrildi, pek önemsiz bir miktarda çıktı. Morozov’un kitaplarında Skaliger kronolojisinin ciddi analizi ve düzeltilmesinin bilimsel yöntemleri sunuldu. N.A. Morozov’un yöntembiliminin bilime yakın değil tam tamamına bilimsel olduğunun   altını   çiziyoruz.   Hayal   gücüne   dayalı   değildi.   Morozov,   Skaliger   tarih versiyonunda ‘tekrarlamalar’ keşfedip ‘Eski Çağ’ hükümdarlarının bazı hanedanlarının, farklı vakayinamelerde aynı ama daha geç bir hanedanın yansıması olduğunu ileri sürdü. Ayrıca, gerçek kronolojinin yeniden kurulması için bazı hayalet hükümdarların özdeşleştirilmesi, birbirine yapıştırılması gerektiğini ifade etti. Bu fikir ilkesel bakımdan yeniydi, Morozov’un öncellerinin hiçbirinde – ne Jean Hardouin’de ne Isaac Newton’da ne de başkalarında - yoktu.

Batılı bilim adamları Morozov’un eserlerini okumamış gibi yaptılar. Bu sadece tahminimiz değil, çünkü çeşitli bahaneler altında buna defalarca şahit olduk. Tamamen aynı şekilde, bazı bilim adamları bizim yapıtlarımızı da okumamış gibi yapıyorlar. Rusya’da uzun zamandır yüksek sesle işitildiği halde, Yeni Kronoloji (New Chronology) terimini yalnız ‘rastlantısal’  olarak  kullanmaya  başlıyorlar.  N.A.  Morozov’un  kitapları  çevrilip inceleneceğine Batıda benzer konular üzerine başka kitaplar yazılıp yayımlandı. Ama N.A. Morozov’a göre bunlar bilimsel yapıtlar değil, kolayca eleştirilecek, yarı bilimsel kitaplardı. Ama bunların  sonuçları  Morozov’un sonuçlarına hafifçe benzediği  için  Batılı  okur:  ‘Ha, dünya ekseninin bir zaman nedense- ne zaman ve neden pek belli değil- yerinden oynamış olduğunu  savunan  felaketçiliğin  bir  temsilcisi  daha işte.  Bütün  bu  saçmalıkları  okumaya zaman harcamayalım’ diye düşünerek bundan nefret etmeye başlıyor. Bu, çok normal bir insan tepkisidir. Güvenilen budur zaten.

Somut olarak olan biten neydi? Batıda Rus mültecisi İmmanuel Velikovskiy adı etrafında bir ‘bilimsel’ akım oluştu. Morozov’dan ve onunla bağlantısından hiç söz edilmemişti.

İ. VELİKOVSKİY (1985-1979) – Parlak doktor-psikanalist. Rusya’da doğmuştur. Rusya, İngiltere, Filistin, Almanya, ABD’de yaşamış ve çalışmıştır. N.A. Morozov’un erken dönem yapıtlarına atıf yapmadan genişçe dayanarak, Morozov’u- yine atıfsız- takip ederek Eski Çağ tarihinin bazı çelişkilerini saydığı birtakım kitaplar yazmıştır. İ. Velikovskiy, Morozov’un yazılı tarihin zaman açısından kısalması gerektiğine dair görüşünün kaynağı olan bazı eski hanedanların özdeşleştirilmesi fikrini atıfsız benimsemiştir. Söz gelimi, "Ramses II and His Time" kitabında Hitit hanedanının Haldeilerin hanedanının uzantısı olduğunu ileri sürmektedir.  İ. Velikovskiy ‘felaketçilik teorisi’ yardımıyla Morozov’un keşfettiği çelişkileri (tekrarlayalım   ki,   kendisine   hiç   atıf   yapmadan)   ‘açıklamaya’   çalışmıştır.   Batıda,   İ. Velikovskiy kronolojinin eleştirel okulunun kurucusu sayılır. Aslında Skaliger kronolojisini esaslı dönüşümlerden korumaya çalışmıştır. N.A. Morozov’un köklü fikirlerinin yerine ‘zayıf ikamelerini koyarak. Batı Avrupa’da İ. Velikovskiy’in tarih üzerine yapıtlarının N.A. Morozov’un daha erken ve daha zengin içerikli eserlerinden çok daha iyi bilinmesi XX. yüzyılda Batı Avrupa’da yeni kronolojinin gelişmesine önemli ölçüde engel olmuştur.

Neden N.A. Morozov’un fikirleriyle mücadele için felaketçilik kullanıldı? Yukarıda belirtilen sebepler dışında büyük ihtimalle şu düşünce de vardı. Morozov birçok şeyi gökbilimsel hesaplamalara ve ayrıntılı olarak vakayinamelerde tasvir edilen eski tutulmaların tarihlerine   dayandırdı.   Bu   tutulmaları   Skaliger   kronolojisine   bakmadan   tarihleyince, tarihçilerin sunduğu eski tarihleri değil, çok daha geç Orta Çağ tarihlerini elde etti. Tarihçiler kendi kendilerine, ‘Bununla nasıl mücadele edeceğiz?’ diye sordular. Ellerinde bilimsel kanıt yoktu. Demagojiyi ve olayları çarpıtıp işlerine geldiği gibi yorumlama yöntemini kullanmaya karar verdiler. Şunu yaptılar: Önce Morozov’a - kendisini hiç anmadan – dayanarak onun bulduğu bazı Eski Çağ çelişkileri ve yine onun keşfettiği bazı Eski Çağ hayalet hanedanlarının özdeşleşmelerini anlattılar. İlginç olan, Morozov’un yalnızca en ‘yumuşak’, en önemsiz kronoloji oynamalarına işaret eden düşüncelerini benimsemişlerdir. Skaliger kronolojisi yapısındaki daha büyük Morozov değişimlerini söylemekten özenle kaçınmışlardır. Bu arada, elde ettiğimiz sonuçlar N.A. Morozov’un kendisinin bile kronolojinin yeniden kurulmasının boyutunun tümüyle bilincinde olmadığını gösterdi. Bizim ana fikrimiz Morozov’un fikrinden, Eski Çağ’ın kronolojisinin en azından bin senelik, birçok vakayiname için bin beş yüz – iki bin senelik kısalması bakımından farklıdır.

Sonra,  hiçbir  zemini  olmayan  bir  ‘kuram’  bilinçli  olarak  oluşturuldu.  Buna  göre, ORTA ÇAĞ’DA güneş sisteminde bir FELAKET olmuş. Bu felaket dünya eksenini güya epeyce oynatmış ve bundan sonra dünya eskisine göre farklı olan kanunlar uyarınca hareket etmeye başlamış. Bu diğer kanunların ne olduğunu ‘felaketçiler’ kasıtlı olarak netleştirmiyor. Aslında bu pek de önemli değil. Elde ettikleri ve Morozov’un sonuçlarının etkisini azaltmak için hemen kullanmaya başladıkları ana sonuç, çağdaş gökbilimsel kuram yardımıyla Ay ve Güneş tutulmalarını ‘felaket sene’sinden daha erken devirler için hesaplamanın mümkün olmadığıdır. Üstelik her zaman ‘felaket sene’sini onların ihtiyacı olan yere bilinçli bir şekilde yerleştiriyorlar. Mesela son zamanlarda, olasılıkla bizim çalışmalarımızdan sonra, eleştirel konuşmaları yalnız Eski Çağ’dan değil Orta Çağ’dan bile dışlamak amacıyla, onu XIV-XV. yüzyıla koyuyorlar. Açıktır ki, dünya ekseninin durumu tutulmaların farklı bölgelerde görünmesini gerçekten epeyce etkiliyor. İstenirse ‘korkunç felaketin’ Ay’ın hareket yörüngesini değiştirdiğini beyan etmek mümkündür ki, bu elbette ‘tutulmaların çizelgesini’ tümüyle değiştiriyor. Bundan sonra, Morozov’un hesaplamalarının ve ona göre de bizim hesaplamalarımızın   çağların   derinliğine   doğru   devam   edemeyeceğini   söylemek   çok elverişlidir. Böylece, Skaliger kronolojisi Morozov yöntemine karşı sağlam bir koruma elde etmiş oluyor.

Şuna işaret etmek önemlidir . ‘Almagest’in yıldız kataloğunun tarihlenmesi üzerine kitabımızın çıkmasından sonra felaketçiliğin patriği (kurucusu) ve İ. Velikovskiy’in eski mensubu Christopher Marx başta olmak üzere ‘felaketçiler’ yöntemlerinin etkinliğinden büsbütün  emin  olarak,  bizim  bütün  gökbilimsel  hesaplamalarımızın  onların  mükemmel

‘felaketçilik kuramları’nın yanında hiçbir anlamının kalmadığını bize muzaffer bir edayla açıkladılar. Çünkü XIV-XV. yüzyıllarda güya bir ‘felaket’ olmuş, dünya ekseni yerinden oynamış, Güneş Sistemi değişmiş, buna göre de XIV. yüzyıldan önceki devirleri gökbilimsel olarak hesaplamak mümkün değilmiş. Biz buna cevap verdik. Felaketçiler için, analizimizin dayandığı yıldızların hareketlerinin Güneş dizgesinde yer alan felaketlere hiç maruz kalmadığını anlamak hiç de hoş değildi. Boyutları ne kadar büyük olursa olsun... Dünya Jüpiter’in yerine geçseydi bile, daha uzakta bulunan yıldızların zemininde hareket eden uzak yıldızların hareketlerine hiç tesir etmeyecekti. Jüpiter’den aynı sonuç gelecekti.

‘Felaketçilerin’ endişesini anlamak zor değil. ‘Almagest’in yıldız kataloğunun -M.S.

600 ile 1300 yılları arasında- elde ettiğimiz tarihlenmesi, Skaliger kronolojisinin en önemli ayaklarından birini sarsıp esastan bozuyor. Üstelik bu konudaki bilimsel makalelerimiz yalnız Rus dilinde değil İngilizce’de de çıkmıştır. 1988 yılından itibaren birkaç bilimsel dergide yayımlanmıştır. Ve 1993 yılında bu konudaki kitabımız ABD’de CRC-Press bilimsel yayınevinde çıktı. Buna karşın, Batılı tarihçiler inatla eserlerimizi okumuyormuş ve Yeni Kronoloji kendileri için David Rohl’un Mısır’ın güya ‘eski’ M.S. ikinci bin yıl tarihindeki üç yüz senelik oynamalar hakkındaki düşüncelerinden başka bir şey değilmiş gibi yapıyorlar. Belli ki bu tarz küçük hatalar hakkındaki laflar Skaliger kronolojisi için hiç tehlikeli değil. Zaten bu nedenle yer alıyor. Üstelik teşvik ediliyor. Çünkü bunlar kronolojideki gerçekten ciddi olan sorunların dikkate alınmamasını sağlıyor.

Aslında David Rohl’un, Morozov’un çalışmalarını tıkayıp çarpıtmaya çalışmış ve çalışmakta olan öncekilerle aynı şekilde faaliyet gösterdiğini vurgulamak gerekir. Ve şimdi de bizim  bu  konudaki  araştırmalarımızı  tıkayıp  çarpıtmaya  çalışıyor.  Örneğin,  David  Rohl aslında aynı oldukları için eski Mısır hükümdarlarının bazılarını birleştirmek gerektiğini ifade ediyor.  Üstelik  bu  fikri  kendi  fikri  olarak  sunuyor.  Ki  hiç  doğru  değil.  Birincisi  - tekrarlayalım- bütün bunlar XX. YÜZYILIN BAŞINDA N.A. Morozov tarafından keşfedilmişti.  Hem de David Rohl’un atıfsız yazmaya cüret etmesine kıyasla çok daha büyük çaplarda ve daha ciddi bilimsel gerekçeyle. İkincisi, David Rohl’un bu ‘orijinal’ fikirleri kendisi tarafından 1995 yılında yayımlandı, yani kronoloji üzerine A.T. Fomenko’nun ilk kitapları, daha sonra da bizim ortak eserlerimizin 1980 yılındaki yayımından onbeş sene sonra. Yani, keşfettiğimiz ‘tarih ikinci suretlerinin özdeşleştirilmesinin insanoğlunun yazılı tarihinin köklü şekilde, birkaç bin sene kısaldığı ve bu tarihin yalnız X-XI. yüzyıldan itibaren bizim için malum ve daha yakın olmaya başladığı sonucuna götürdüğünü gösteren eserlerimizin.  Bizim  bu  konudaki  bilimsel  eserlerimiz  hem  Rusça  hem  de  İngilizce yayımlandı. Üzerinde belirgin tartışmalar açıldı. Hem de yalnız Rus değil, İngiliz basınında, hem bilimsel hem de sade şekilde, gazetelerde ve televizyonda bile. Ve David Rohl ve diğer bazı yazarlar bütün bunları bilmezlikten geliyorlar. Güya hiçbir şey okumamışlar. Bu arada, Morozov’un sonuçlarını ve bizim bazı sonuçlarımızı fiilen anlatıyorlar. Üstelik keşfettiğimiz geniş malzemelerden yalnız en ‘yumuşak’ beyanları seçerek ve çok daha şaşırtıcı, Skaliger kronolojisi için daha tehlikeli sonuçları tıkamaya çalışarak. Bizim eserlerimizin hissedilir şekilde tanınmışlık kazandığı 2001 yılından itibaren New Chronology terimini David Rohl’a kurnazca bağlayarak geliştirmeye çalışıyorlar.

Fikir  çok  basit  ve  hatasızdır:  Okuyucuları  Yeni  Kronoloji  düşüncelerine  karşı aşılamak. Tıpkı tıptaki gibi yapıyorlar: Önce organizma hafifçe hastalık geçirsin ve sonraki daha büyük dozlara karşı bağışıklık oluştursun diye küçük zehir dozu sokuyorlar. Tarihte de aynı durum geçerli: Toplumda eski tarihin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği fikrine karşı bağışıklık oluşturmak amacıyla Morozov’un ve bizim fikirlerimizin küçük dozunu çarpıtılmış biçimde, üstelik diğer adlar altında sokmuşlardır.

Bir  enteresan  olguyu  daha  vurguyalım.  ‘Eski’  Mısır  zodyaklarını  Skaliger kronolojisine bakmadan gökbilimsel içerikleri açısından tarihlemeyi ilk öneren Morozov’du. Morozov’dan önce bu alanda çalışan araştırmacılar, önceden bilinen zaman aralığında, yani milattan sonrasının başı civarında yer alan bir çözüm elde etmeye çalıştılar. Bunu başaramadılar. Ya da pek az başardılar. Farklı uydurmalar ve alıştırmalar kullanmak zorunda kaldılar.

Rastlantı mı değil mi ama ejiptologların Mısır zodyaklarını tarihlemek için gökbilimini kullanma yönündeki içten teşebbüsleri zaten Morozov’un çalışmalarından sonra sona ermiştir. Bu arada ejiptologlar ve birçok gökbilim tarihçisi Morozov’un eserlerini okumamış gibi yapıyorlar.  Nedeni  ortadadır.  Morozov  Mısır  zodyaklarının  gökbilimsel  tarihlenmesinin ejiptologların ihtiyacı olan ‘eski’ tarihleri vermediğini, yalnızca Orta Çağ tarihlerini verdiğini ispatladı. Bu da Mısır’ın dünyaca kabul edilen kronolojisi ile bir türlü bağdaşmıyor.

N.A.  Morozov’un  çalışmalarındaki  gökbilimsel  tarihlemesinde  bazı  küçük esnetmelerin bulunduğu söylenmeli. Bunların ne olduğunu detaylı olarak ‘Eskilerin Gök Takvimi’ ve ‘Mısır’ın Yeni Kronolojisi’ kitaplarında anlatıyoruz. Ama Morozov’daki bu esnetmeler, yazarlarının, Mısır’ın Skaliger kronolojisine uyan tarihlerini ne pahasına olursa olsun elde etmeye uğraştığı bütün önceki çalışmalara kıyasla daha azdır. Morozov’un araştırmalarından sonra şunlar açık hale geldi: Esnetmeleri kaldırınca zodyakların gökbilimsel tarihleri çaresizce yukarıya, Orta Çağ’a fırlıyor. Bu durum Mısır, Avrupa ve Asya’nın ‘eski’ Zodyaklarının tarafımızca kapsamlı şekilde araştırılmasından sonra bilhassa açık hale geldi. Bu zamana kadar gökbilimsel olarak kırktan fazla (!) zodyağı tarihledik, onların bütün tarihlerinin XI-XVIII. yüzyıllar arasına denk düştüğü ortaya çıktı.

Bu   nedenle   tekrar   şu   soruyu   soruyoruz:   Ejiptologların   tam   da   Morozov’un araştırmalarından sonra Mısır zodyaklarının gökbilimsel tarihlenmesi ile ilgili faaliyetlerini net olarak azaltması rastlantı mıdır? Bugün onlar eski Mısır zodyaklarından konuşulduğunda var güçleriyle astronomiden ayrılmaya çalışıyor. Konuşmalar hızla başka konuya geçiriliyor. Somut meselenin çözümünün -zodyakların gökbilimsel içeriğinin deşifresi ve net tarihlenmesi gibi– yerine bulanık ve Skaliger kronolojisi için tehlikesiz olan eski Mısırlıların dinî konulu tartışmaları konuyor. Mısır zodyaklarının sembollerinin astronomi ile ilgisi varsa bile o ilgi gayet naif ve hammış gibi davranıyorlar. Böylece, hafif üstü örtülü biçimde Yeni Kronoloji ile mücadelenin bir doğrultusu daha açılıyor.

Şimdi Yeni Kronoloji’nin gelişmesinin tarihçesi üzerinde ayrıntılı olarak duralım. Bu tarihçe, kolaylık sağlamak amacıyla, altı döneme bölünebilir.

İLK DÖNEM – XVI. yüzyıl ile XX. yüzyıl arasındaki dönemde farklı araştırmacılar Skaliger kronoloji yapısında kâh orada kâh burada büyük çelişkiler ortaya koydu. Skaliger- Petavius kronolojisi ile mutabık olmayan ve Eski Çağ ve Orta Çağ’ın kronolojisinin çok farklı olduğunu savunan tanınmış bazı bilim adamlarının isimlerini hatırlatalım.

De Arsilla (de Arcilla) – XVI. yüzyıl, Salamanka Üniversitesi (Universidad de Salamanca) Profesörü, bkz. 1. bölüm. Arsilla’nın kronoloji üzerine araştırmaları hakkındaki veriler gayet bulanık durumdadır. N.A. Morozov bunlardan tesadüfen haberdar olmuştur. Hakkında bilinen tek şey Arsilla’nın ‘eski’ tarihin orta çağlarda uydurulduğunu ispatladığıdır. Ancak maalesef onun yapıtlarını bu zamana kadar bulamadık. Salamanka Üniversitesi’nden de Arsilla’nın araştırmaları hakkında hiçbir bilgi alamadık.

Isaac Newton (1643-1727) – Ünlü İngiliz bilim adamı, matematikçi, fizikçi. Ömrünün birçok senesini kronoloji çalışmalarına adamıştır. ‘Eski Çarlıkların Düzeltilmiş Kronolojisi’ adlı dev yapıtı yayımlamıştır. Bkz. bu kitabın 1. bölümü.

Jean Hardouin (1646-1729) – Büyük bir Fransız bilim adamı, filoloji, teoloji, tarih, arkeoloji, nümismatik üzerine çok sayıda yapıtın yazarıdır. Ayrıca, Fransa Kraliyet Kütüphanesi Müdürü idi. Kronoloji üzerine, Skaliger kronoloji yapısını sertçe eleştiren birkaç kitap yazmıştır. ‘Eski Çağ’ın yapıtlarının’ çoğunun ya sahte ya da epeyce yakın bir dönemde yapıldığı fikrindedir.

Petr Nikiforoviç Krekşin (1684-1763) – I.Petro’nun özel katibi. Roma tarihinin bugün kabul edilen versiyonunu sert şekilde eleştiren bir kitap yazmıştır. Bu versiyon Krekşin’in zamanlarında ‘çok tazeydi’ ve bugünkü kadar aleni bir şey sayılmamaktaydı. Ayrıca bkz. ‘Rus Tarihinin Sırrı’, b.2:30.

Robert Baldauf – XIX. yüzyılın ikinci yarısı-XX. başında yaşayan Alman filolog. Basel Üniversitesi özel doçenti (alm. privatdozent, lt. privatim docens). Dört ciltlik ‘Tarih ve Eleştiri’ [1025:1] kitabının yazarıdır. Dilbilimsel fikirlere dayanarak ‘eski’ edebiyatın eserlerinin iddia edildiğinden çok daha yakın kökenleri olduğu sonucuna varmıştır.

Edwin Johnson (1842-1901) – XIX. yüzyılda yaşayan İngiliz tarihçi. Yapıtlarında [1214], [1215] Skaliger kronolojisini sertçe eleştirmiştir. Bu kronolojinin epeyce kısaltılması gerektiğini savunmuştur. Ayrıca bkz. bu kitabın 1. bölümü.

Nikolay Aleksandroviç Morozov (1854-1946) – Parlak Rus bilim adamı ve ansiklopedisti. Kronoloji araştırmalarında atılım yapmıştır. Skaliger kronoloji ve tarih versiyonunu   açıkça  eleştirmiştir.  Kronolojinin  analizi  için  birkaç   yeni  doğal-bilimsel yöntemin kavramlarını sunmuştur. Kronolojiyi fiilen bilim alanı haline getirmiştir.  Bkz. bu kitabın 1. bölümü.

Wilhelm Kammeier (XIX. yüzyılın sonu - 1959) – Alman bilim adamı, hukukçu. Eski resmi belgelerin gerçekliğini saptama yöntemlerini geliştirmiştir. Neredeyse bütün Eski Çağ ve erken Orta Çağ Batı Avrupa belgelerinin gerçekte daha geç taklitler (sahte) ya da ikinci suretler olduğunu keşfetmiştir. Eski Çağ ve Orta Çağ tarihinde tahrifat yapıldığı sonucuna varmış ve bu konuda birtakım kitaplar yazmıştır.

Özetle, Skaliger kronolojisinin asılsızlığının XVII-XIX. yüzyıllarda bilim adamlarının yapıtlarında açıkça gösterildiği söylenmelidir. Skaliger’in tarih versiyonu detaylı eleştirilere uğratılarak eski metinlerin ve yapıtların genişçe tahrif edildiği tezi oluşturulmuştur. Bununla birlikte, N.A. Morozov’dan başka hiç kimse gerçek kronolojinin kurulabilmesi için bir yol bulamamıştır. Fakat Morozov’un kendisi bile gerçek kronolojinin gerekçeli versiyonunu kurmayı  başaramamıştır.  Morozov’un  versiyonu  yarımdır  ve  Skaliger-Petavius kronolojisinden bir sürü yanlışlığı miras olarak almıştır.

İKİNCİ DÖNEM – XX. yüzyılın ilk yarısıdır. Bu dönem kuşkusuz N.A. Morozov’un ismiyle ilişkilendirilmelidir. Skaliger kronolojisinin yalnız ‘derin Eski Çağ’ bölümünün değil, VI. yüzyıla kadar tüm yapısının köklü reorganizasyonunun yapılması gerektiği temel fikrini ilk anlayan ve şekillendiren oydu. N.A. Morozov kronoloji analizi için birtakım yeni doğal- bilimsel yöntemleri kullanıp parlak fikrinin lehine çok sayıda tartışılmaz kanıt sunmuştur.

1907-1932 döneminde N.A. Morozov Eski Çağ tarihinin revizyonu hakkındaki ana kitaplarını yayımlamıştır [542], [543], [544]. Ama VI. yüzyıldan sonraki kronolojinin nispeten doğru olduğu  yönündeki  yanlış  görüşe  sahip  olmuştur.  N.A.  Morozov  mantıklı  bir  sonuca ulaşmadan durmuştur. Detaylar için bkz. bu kitabın 1.3 numaralı bölümü.

ÜÇÜNCÜ DÖNEM – 1945-1973 yılları arası – genel olarak ‘sükûtla geçiştirme’ dönemi şeklinde nitelenebilir. Tarih bilimi N.A. Morozov ve öncekilerin kronoloji araştırmalarını unutturmaya çaba gösteriyor. Rusya’da kronoloji üzerine tartışmalar kesiliyor ve Morozov’un kronoloji üzerindeki araştırmaları etrafında yabancılaştırma alanı oluşuyor. Batıda ise tartışmalar İ. Velikovskiy’in felaketçilik ana fikri içine kapanıyor.

DÖRDÜNCÜ DÖNEM (1973-1980 yılları arasındadır) Bu dönem A.T. Fomenko’nun kronolojinin araştırılması için birtakım yeni ampirik-istatistiksel yöntemler geliştirip Eski Çağ ve Orta Çağ olaylarının düzeltilmiş kronoloji versiyonunu oluşturduğu 1973 yılında başlıyor.

Yanlış Skaliger kronolojisinde yaklaşık 300, 1050 ve 1800 senelik üç ana oynama ayrıntılı olarak kendisi  tarafından  keşfedilmiştir. A.T.  Fomenko’nun  ana fikrine  göre,  yazılı  tarih ancak X-XI. yüzyıldan itibaren bilinir hale gelmiştir. Fomenko’nun elde ettiği sonuçlar hem Rusya’da hem de yurt dışında, Batıda birtakım bilimsel dergilerde yayımlanmıştır.

Büyük ihtimalle, Morozov’un araştırmaları suni olarak unutturuluyorken, bu tür çalışmalara yeniden başlanabilmesi tarihçileri rahatsız etmişti. A.T. Fomenko ve çalışma arkadaşları olan MDÜ matematikçilerinin kronoloji üzerine araştırmalarının henüz başında bulunduğu, bu konuda hiçbir yayının çıkmadığı henüz 1977 yılında ‘Komünist’ dergisinde tarih bilimleri doktoru A. Manfred’in tarihte yeni matematiksel yöntemlerin eleştirisiyle ilgili bir makalesinin çıkmış olması gibi ilginç bir olguyu başka türlü anlatmak zordur. Yöntemleri oluşturanların isimleri verilmediği halde nelerden ve kimlerden bahsedildiği ortadaydı. A. Manfred,   ‘Kendi   haline   bırakılırsa   bu   ‘genç’   bilginler   kitap   piyasasını   rakamlarla doldururlar... ’Yeni’ eğilimler titiz eleştirel analizi ve aşmayı gerektirir. DÜNYA TARİHİ BİLİMİNİN GELİŞMESİNE ENGEL OLUYOR... ’ diye yazmıştır (‘Komünist’ dergisi, 1977 Haziran, No. 10, sayfa 106-114).

BEŞİNCİ DÖNEM 1980-1990 seneleri arasında bilimsel basında, (hem soyut hem de uygulamalı) matematik üzerine ihtisas dergilerinde, tarihlemenin yeni yöntemleri ve kronoloji alanında elde edilen sonuçları içerikli makaleler çıkmaya başladı. Bu konudaki ilk yayınlar 1980 yılında çıkan A.T. Fomenko’nun iki makalesi ve A.T. Fomenko’nun ve M.M. Postnikov taslağı idi. 1981 senesinde yeni kronoloji araştırmalarına olasılıklar kuramı ve matematiksel istatistik alanında uzman olan genç matematikçi G.B. Nosovskiy yoğun bir biçimde katılmaya başladı. Bu dönemde kronolojide bağımsız ampirik-istatistiksel ve astronomik yöntemler hakkında onlarca bilimsel makale yayımlanmıştır. Bu makaleler ya A.T. Fomenko tarafından bağımsız olarak ya da matematikçiler G.V. Nosovskiy, V.V. Kalaşnikov, S.T. Raçev, V.V. Fedorov, N.S. Kellin ile ortak yazılmıştır. Araştırmaların, A.T. Fomenko’nun yöntemlerinin tasvirlerini  ve  kronolojideki  yanlış  tarihlemelerin  küresel  haritasını  içeren  iki  makalesini SSCB Bilimler Akademisi Raporlarına sunan akademi üyesi fizikçi Y.P. Velihov ve V.V. Kalaşnikov, G.V. Nosovskiy ve A.T. Fomenko’nun Batlamyus’un Almagest’inin tarihlenmesi üzerine iki makalesini SSCB Bilimler Akademisi Raporlarına sunan akademi üyesi matematikçi Yu.V. Prokhorov tarafından desteklendiği söylenmelidir. Bazı önemli sonuçlar T.N. Fomenko ile yapılan eser ortaklığında elde edilmiştir.

A.T. Fomenko yeni tarihleme yöntemleri konulu raporları akademi üyesi V.S. Vladimirov, akademi üyesi A.A. Samarskiy, akademi üyesi O.A. Oleynik, muhabir üye S.V. Yablonskiy’in matematik seminerlerinde ve akademi üyesi I.D. Kovalenko’nun bilimsel tarih seminerinde sundu. Akademi üyesi ve tarihte matematiksel yöntemlerin uygulanması üzerine uzman olan I.D. Kovalenko’nun sunulan yöntemleri büyük ilgiyle karşılayıp tarihçilerin kronoloji sorunlarında daha derin araştırma yapmaları gerektiğini öne sürdüğünden bahsedilmelidir.

1980-1990 döneminde A.T. Fomenko, V.V. Kalaşnikov, G.V. Nosovskiy, defalarca, matematik üzerine bilimsel konferanslarda bağımsız tarihlemenin yeni yöntemleri konulu sunumlar yapmışlardır. Ayrıca bkz. Fomenko’nun önsözü.

Akademi üyesi A.N. Kolmogorov’un tutumu ilginçtir. A.T. Fomenko 1981 yılında 3. Vilnius Uluslararası Olasılıklar Kuramı ve Matematiksel İstatistik Konferansında yeni tarihleme yöntemleri konulu sunumunu yaparken A.N. Kolmogorov gelip sunumu tümüyle dinlemiştir. Üstelik yaklaşık kırk dakika boyunca sunum yapılırken, salonun arkasında ayakta idi.   A.N.   Kolmogorov   toplantı   salonunda   bulunanlar   tarafından   görünmeyeceği   ama kendisinin sahnede ne olup bittiğini işitebileceği bir yer seçti. Sunum yapıldıktan sonra A.N. Kolmogorov hiç konuşmadan ayrılmış ve sunumu yapanın yanına gelmemiştir. O sıralar A.N. Kolmogorov’un sağlık açısından zayıf olduğu ve olasılıkla kırk dakika ayakta kalmasının çok güç gerektirmiş olduğu söylenmelidir.

Sonra Moskova’dayken A.N. Kolmogorov A.T. Fomenko’yu misafirliğe çağırıp kronoloji hakkında bir yapıtımızı okumak için ödünç vermemizi istedi. A.T. Fomenko’nun 1979 yılında yazdığı taslak olarak 1981 yılında çıkana kadar etrafta elyazması olarak dolaşan

100 sayfalık kısa özet kendisine sunuldu. Bunun dışında A.T. Fomenko A.N. Kolmogorov’a bu konuda 500 sayfalık bir daktilo metni sundu. İki hafta sonra A.N. Kolmogorov A.T. Fomenko’yu sohbet için tekrar misafirliğe çağırdı. Sohbet iki saat kadar sürdü. Sohbet sırasında A.N. Kolmogorov’un malzemeler hakkında tümüyle bilgi edindiği belli oldu. Çok sayıda sorusu oluşmuştu. Her şeyden önce merak ettiği konu Kutsal Kitap hanedanları dâhil olmak üzere ‘Eski Çağ’ ile Orta Çağ hanedanları arasındaki hanedan koşutluğuydu. Eski tarih üzerine kurulan birçok çağdaş fikrin kökten değişmesi ihtimalinden korktuğunu ifade etti. Yöntemlerin özüne dair itirazı yoktu. Sonunda A.N. Kolmogorov A.T. Fomenko’ya 500 sayfalık metni iade etti, fakat 100 sayfalık özet isteği üzerine kendisine hediye edildi.

Bunlara şunu da eklemek gerek. A.T. Fomenko, aşağıda anlatılan konuşmaya katılanlardan birinden şu bilgiyi aldı. Bir süre önce, Profesör M.M. Postnikov ‘Uspehi Matematiçeskih  Nauk’(Matematiksel  Bilimlerin  Başarıları)  dergisinde  yayımlanması amacıyla N.A. Morozov’un araştırmalarının özetini içeren bir makale sunmuş. İçinde akademi üyesi P.S. Aleksandrov’un ve akademi üyesi A.N. Kolmogorov’un bulunduğu yazı kurulunda şöyle bir konuşma geçmiş. A.N. Kolmogorov zamanın behrinde Morozov’a karşı mücadele için bayağı zaman harcadığını söyleyerek bu makaleyi eline almayı bile reddetmiş. “Sonuçta Morozov’un haklı olduğu ortaya çıkarsa ne kadar aptal görüneceğiz”, demiş. Makale kabul edilmemişti.

Bu konuşma, N.A. Morozov’un araştırmalarının neredeyse yasaklandığı günlerin olaylarını kaplayan sis perdesini birazcık aralamaktadır. Bugün bizi her şeyin ‘kendiliğinden’ olup bittiğine ikna etmeye çalışıyorlar. N.A. Morozov’un araştırmaları herkes tarafından kısa bir zaman sonra unutulacak kadar ilgi çekici olmaktan uzakmış sanki. Ama şimdi anlamaya başladığımız kadarıyla, A.N.Kolmogorov’un katılması sağlandıysa N.A. Morozov’a karşı mücadele için hayli kuvvet harcanmış demektir. Enteresan olan, A.N. Kolmogorov’un N.A. Morozov’un haklılığına ihtimal vermesidir.

Kronoloji üzerine ilk yayınlarımız çıktıktan kısa bir süre sonra, 1981 yılında bizim araştırmalarımızı mahsus eleştirmek amacıyla SSCB BA Tarih Bölümü’nde bir oturum tertiplendi (29 Haziran 1981). SSCB BA Tarih Bölümü Bilim Katibi V.V. Volkov ve SSCB BA Tarih Bölümü bünyesindeki ‘İnsan Toplumunun Temel Eğilimleri Bilim Kurulu’ Bilim Katibi N.D. Lutskov, A.T. Fomenko’ya yönlendirilen mektupta şunu vurguladı: ‘29 Haziran 1981 tarihinde akademi üyesi Yu.V. Bromley’in başkanlığında... Bölüm’de oturum yapıldı. Sonuçlarınız altı sosyal enstitünün uzmanları ve Şternberg Astronomi Enstitüsü mensupları tarafından sertçe eleştirildi.’ (8 Mayıs 1984).

1981 oturumunda en sert duyulan raporlar SSCB BA muhabir üyesi Z.V. Udaltsova ve kurul başkanı E.S. Golubtsova’ya aitti. E.S. Golubtsova araştırmalarımızın analizi için özel olarak oluşturulan tarihçiler kurulunun başkanıydı. Bunların çalışmalarının sonucu olarak, araştırmalarımıza yönelik sert eleştirileri içeren bir dizi makale çıkmaya başladı.

Ayrıntılı ‘bilimsel’ tartışmalar 1998-1999 yıllarında tekrarlandı, aşağıda bu konuya değineceğiz.

ALTINCI DÖNEM – 1990 sonrasıdır. Bu dönem ‘yeni kronoloji üzerine kitapların yayımlanması dönemi’ olarak nitelenebilir. Bu dönemde, hem kronoloji üzerine araştırmalarımızı anlatan hem de araştırmalarımızın üzerine kurulan XVII. yüzyıldan önceki gerçek tarihin ne olduğu ana fikirli kitaplar çıkmaya başladı. Bu konuda ilk çıkan kitap A.T. Fomenko’nun ‘Anlatım Metinlerinin İstatistikî Analiz Yöntemleri ve Kronolojiye Uygulanması’ kitabıydı, MDÜ Yayımevi, 1990. Bu kitap Bernoulli Uluslararası Matematik İstatistiği ve Olasılıklar Kuramı Derneği Başkanı (1989 – 1991), (RBA) Steklov Matematik Enstitüsü  Olasılıklar  Kuramı  ve  Matematiksel  İstatistik  Bölümü  Başkanı,  ileride  Rusya Bilimler Akademisi (RBA) üyesi ve MDÜ Mekanik-Matematik Fakültesi Olasılık Kuramı Kürsüsü Başkanı olacak A.N. Şiryayev’in önsözüyle çıktı.

Bahsedilmesi   gerekir   ki,   A.T.   Fomenko’nun   bu   kitabı   hayli   önce   çıkacaktı. Yayımlama için Saratov Üniversitesi’nin yayınevinde bulunan ve redaktörü tarih bilimleri doktoru  S.A.  Pustovoyt  (Moskova)  olan  kitap  1983-1984  yıllarında  neredeyse  tümüyle hazırdı. Ancak 1984 yılının Haziran ayında Leningrad tarihçilerinden yayınevine ansızın bir mektup geldi. İmza atanlar arasında SSCB BA Tarih Enstitüsü Leningrad Bölümü Dünya Tarihi Sektörü Başkanı V.İ. Rutenburg, bilim katibi ve tarih bilimleri doktoru T.N. Tatsenko, SSCB Toprakları Üzerindeki Eski Devletler ve Antikçağ Dünyası Tarihi Grubu Başkanı, tarih bilimleri doktoru İ.A. Şişkova, bilim katibi İ.V. Kuklina bulunmaktaydı. Mektupta, başka şeylerin yanında, bizim araştırmalarımızın ‘objektif olarak Marksist tarih biliminin ana ilkelerine karşı olduğu yazıyordu... ‘Dünya Tarihi Sektörü ve SSCB Toprakları Üzerindeki Eski Devletler ve Antikçağ Dünyası Tarihi Grubu, Profesör A.T. Fomenko’nun ‘Eski Kronolojinin Eleştirisine Giriş. İstatistikî Araştırmanın Deneyimi’ monografisinin yayımlanmasını KABUL EDİLEMEZ görüyor’ diye yazdılar. Mektubu yazanlar kitabın yayımlanmasının durdurulmasını şiddetle talep ettiler.

Kitabın dizgisi dağıtıldı.

A.T. Fomenko’un ‘Yöntemler...’ kitabı 1990 yılında, ‘Antikçağ ve Orta Çağ Kronolojisinin Eleştirisi’ kitabı 1993 yılında ve ‘Küresel Kronoloji’ kitabı 1993 yılında çıktıktan sonra bir aralık oluştu ve ardından ise kronoloji üzerindeki araştırmalarımızın cari durumunu  yansıtan  kitaplar  çıkmaya  başladı.  Tam  bu  dönemde,  ‘Yeni  Kronoloji’  terimi oluştu. Geliştirdiğimiz yeni tarihleme yöntemleri yardımıyla meydana gelmeye başlayan kronolojiyi  böyle  adlandırır  olduk.  Bugün  kabul  gören  Skaliger-Petavius  kronolojisinden köklü şekilde farklı olduğu için ‘yeni’ kabul edilmektedir. Aslında ‘Gerçek Kronoloji’ olarak adlandırılması gerekir. Çünkü onda Skaliger-Petavius kronolojisinin bütün ana hataları düzeltilmiştir.

Fizik matematik bilimleri doktoru T.N. Fomenko yeni kronolojinin geliştirilmesine büyük katkıda bulunmuştur. Kendisi, araştırmalarımızın bir kısmında ortak yazar olup astronomik yöntemlerle eski zodyakları tarihlemiş ve Kulikovo Savaşı’nı incelememize katılmıştı.  T.N.  Fomenko,  ‘Eskilerin  Gök  Takvimi’,  ‘’Eski’  Latincenin  Rus  Kökleri’  ve ‘Neredesin Kulikovo Tarlası’ kitaplarımızın ortak yazarıdır.

Yeni Kronoloji üzerine kitapların yayımlanmasını birkaç Moskova yayınevi birden üstlendi. Aralarında MDÜ Yayınevi, Uçebno-Nauçnogo Sentra Dovuzovskogo Obrazovanıa MGU Yayınevi, Nauka Yayınevi, Faktorial Yayınevi, Kraft Yayınevi, Olimp Yayınevi, Anvik Yayınevi, Delovoy Ekspress Yayınevi, Rimis Yayınevi, daha sonra da AST (Astrel) Yayınevi bulunmaktadır. Yurt dışında kronoloji üzerinde kitaplarımız gerek Rusça gerekse de İngilizce olarak Kluwer Academic Press (Hollanda), CRC-Press (ABD), Edwin Mellen Press (ABD), Delamere Publishing (Paris, London, New York) yayınevlerinde çıkmıştır.

1995-1996   yıllarından   itibaren   çeşitli   gazete   ve   dergilerde   kronoloji   üzerine kitabımızın  tartışıldığı  çok  sayıda  makale  çıkmaya  başladı.  Bunlarda  çoğunlukla  karşı görüşler iddia edildi. Okuyucuların bir kısmı kitaplarımızı beğenirken diğer kısmı öfkelenip karşı çıkmıştır. Her sene yüzden fazla bu tarz makale çıkmıştır. 1999-2000 senelerinde sayısı epeyce arttı.

1998 yılında TVC televizyon kanalında, yapımcılığı ‘Avtorskoye Televideniye’(ATV) stüdyosu tarafından üstlenilen meşhur ‘Noçnoy Polet’ programı çerçevesinde Moskovalı ekonomist, gayriresmi ‘Yeni Kronoloji’ grubu üyesi A.V. Podoytsın ile yedi görüşme düzenlendi.  A.V. Podoytsın canlı yayında araştırmalarımızın özetini anlatıp izleyicilerin çok sayıdaki sorularına cevap vermiştir. Yayınlar muazzam merak uyandırmıştır.

1999-2001 yılında satranç dünya şampiyonu G.K. Kasparov hem yazılı basın hem de televizyonda yaptığı birkaç açıklamasında, yeni kronolojinin eleştirel kısmını desteklemiştir. Bunun için kendisine teşekkür ederiz. Ama daha sonra işbirliğimiz kesildi.

1999  yılında parlak  yazar toplumbilimci, mantık uzmanı, filozof, MDÜ profesörü A.A. Zinovyev bizi aramıştır. Yapıtlarımızı okuyup ana fikrimizin genelde doğru olduğu ve kendisinin yaptığı tarih tahrifatı analiziyle uyuştuğu sonucuna varmıştır. Bu konuda kendi fikirlerini  ‘Yeni  Kronolojiye  Giriş’  kitabımızın  yeni  yayınına  (2001,  Moskova  ‘Kraft’) yazdığı önsözde kısaca ifade etmiştir.

1996 yılından beri eserlerimiz İnternetteki bazı web sitelerinde yerini alır olmuştur. Sayısı devamlı artıyor. Şu an Rusya’dakilerin sayısı on civarında ve Almanya’da da en az bir tane var. Alman web sitesinin yapılmasında Profesör E .Ya. Gaboviç’in (Almanya) üstün önemini vurgulamak isteriz.

Son zamanlarda Rusya’da chronologia.org web sitesi hayli meşhur oldu. Bu web sitesi çerçevesinde yeni (gerçek) kronoloji hararetli bir şekilde tartışılmaktadır. Burada hem karşı çıkanların hem de yandaşların fikirleri bulunmaktadır. Şu an bu kaynağı Yeni Kronoloji üzerine resmi web sitesi olarak görüyoruz.

1990-1998 senelerinde tarih uzmanları araştırmalarımıza gevşek bir tepki göstermiştir. Gazete ve dergilerde, yazarlar tarafından bilimsel eleştiri yapılmadan, yalnızca görüş ayrılığı ifade edilen makaleler çıkmıştır. 1998 senesinde durum değişmiştir. RBA Prezidyumu’nun bir oturumu özel olarak araştırmalarımızın tartışılmasına adandı. Sonra RBA Tarih Bölümü Bürosunun özel oturumu tertiplendi. Ardından, Matematik Bölümü Bürosunun özel oturumu yapıldı. RBA Tarih Bölümü Bürosunun oturumunda Yeni Kronoloji’ye karşı ‘mücadelenin programı’ sunuldu. Bu program MDÜ Tarih Fakültesi’nde, çok anlamlı ‘Yeni Kronolojinin Mitleri’ başlığı altında büyük bir konferansın yapıldığı Aralık 1999 ‘da çarpıcı bir biçimde gerçekleşmeye başladı. Konferans araştırmalarımızın kesin kınanması şeklinde geçip ‘tedbir alma’ talebiyle tamamlandı. Ayrıca bkz. ‘Tarihleri Değiştiriyoruz Her Şey Değişiyor’ kitabı, Ek 4. Sonra, son derece ilginç bir süreç başladı. Bu konferansın malzemeleri önemli olmayan değişikliklerle farklı kapak ve başlıklar altında defalarca yayımlandı. Olasılıkla ‘bilimsel itirazların’ boyutluluğunu oluşturmak amacıyla. ‘Antifomenko’ başlığı altında seri ihtisas kitapları yayımlanır oldu. Bu zamana kadar birbirini tekrarlayan bu tarz kitapların sayısı ona ulaştı (!). Öyle gözüküyor ki sayısı daha da artabilir. Bu kitaplarda öne sürülen eleştiriyi titizlikle ele aldık. Muarızlarımızın hiçbir yeni fikri olmadığı ortaya çıktı. Ama malzemenin sunulmasının şekli çok ‘ileri’ ve bilimsel tarzda oldu. Yafta yapıştırma becerisi de yetkinleşti. Biz detaylı bir cevap verdik, bkz. ‘Tarihleri Değiştiriyoruz Her Şey Değişiyor’ kitabı, Ek 4 ve chronologia.org web sitesinin ilk sayfası.

Nispeten kısa bir zaman önce, 1996 yılından itibaren Almanya’da Alman bilginlerinin Batı Avrupa Orta Çağ kronolojisinin hatalı olduğunu öne sürdüğü kitapları çıkmaya başladı. Örneğin Heribert Illig’in yapıtları. Ancak bu araştırmalarda meselenin boyutu tümüyle idrak edilmemektedir. Bu çalışmaların sahipleri Skaliger kronolojisinin bazı yerlerinde salt küçük lokal değişmelerle yetinilebileceğini sanmaktalar. Bu yanlıştır. Aynı zamanda Alman araştırmalarının   eleştirel   yanı   gayet   ilginçtir.   Mesela   Uwe   Topper’in   tarihte  tahrifat hakkındaki ‘Erfundene Geschichte’ (Uydurulan Tarih) kitabını ve Hans-Ulrich Niemitz ile Christian Blöss’un radyokarbon analizi hakkında yazdığı ‘C-14’ün İflası’ kitabını vurgulayalım.

Son zamanda araştırmalarımız sadece merak değil bizim dünya tarihini yeniden yapılandırarak ulaştığımız sonuçlara dayalı sonraki araştırmaları uyandırır oldu.

İlk olarak şu yazarları vurgulayalım: V.A. Nikerov, Y. Tabov, E.Ya. Gaboviç, N.İ. Hodakovskiy, N.A. Milah, L.İ. Boçarov, N.N. Efimov, İ.M. Çaçuh, İ.Yu. Çernışov. İ.R. Musina, Y. Tabiv’un kitabı için çok ilginç bir önsöz yazdı. Sayılan yazarların kitaplarında Yeni  Kronoloji’nin  fikirleri  ele alınıp  bir  sürü yeni  düşünce ve ekler sunulmaktadır.  İ.İ. Kurinnoy birtakım önemli sonuçlar elde etmiştir. Bazıları Ekler olarak kitabımıza dâhil edildi. Bunun dışında İ.İ. Kurinnoy büyük merak uyandıran iki kitap yazmıştır.

Chronologia.org   web   sitesinde   Yeni   Kronoloji   üzerine   redaktörü   olduğumuz elektronik makaleler derlemesi yayınlanmaktadır. Bu zamana kadar çok sayıda çıkmıştır. Derlemede çok enteresan makaleler var. Yazarları A.B. Verevkin, Y. Tabov, N. Tomov, D. Dimkova, A.N. Türin, S.V. Çesnokov, N.D. Gostev ve diğerleri.

Aynı zamanda araştırmalarımız sıkça, temeli olmayan pek çok özenti ve ‘restorasyon’a yol açmıştır. Bu arada bazılarında çeşitli enteresan fikirler bulunmaktadır. Mesela, A.M. Jabinskiy kitaplarını bizim araştırmalarımızın ardından yazmaktadır. Bazıları ilginç. Ancak A.M. Jabinskiy’in kronolojide ‘Jabinskiy sinüsoiti’ ismini taşıyan güya yeni yöntemin kurucusu olduğunu göstermeye yönelik garip girişimler dikkat çekmektedir. Gerçekte ise mesele yöntemlerimizin sanat tarihinde ‘keşif’ olarak sunulan grafik yansıtmayla uygulanmasından başka bir şey değildir. Son zamanda A.M. Jabinskiy Yeni Kronoloji üzerine tarih romanları türüne geçti ki, hiç de fena olmayabilir.

Uwe Topper’in kitaplarını, eleştirel saydığımız, kronolojiyi pek düzeltmeyen, ama Skaliger versiyonunun değişik hatalarına ve saçmalıklarına işaret eden kitaplara ekleyebiliriz.

S.İ. Valanskiy ve D.V. Kalüjnıy’ın  ‘Kromotronik’ (kendileri tarafından uydurulan tuhafça bilimsel terim) üzerindeki çalışmaları dikkate değer. Faaliyetlerinin Yeni Kronoloji için iyilikten ziyade kötülük olduğunu düşünüyoruz. S.İ. Valanskiy ve D.V. Kalüjnıy’ın ilk kitapları aslında N.A. Morozov’un fikirlerinin serbest ve çoğu zaman hatalı anlatımıydı. Ama S.İ. Valanskiy ve D.V. Kalüjnıy de yapıtlarını Morozov’un teorisini ilerleten yeni keşif olarak sunmuşlardır. Ki gerçekten pek uzak olduğu için bazılarını yanıltmışlardır. Morozov’un eserlerini okumak böyle bir ‘anlatım’ı okumaktan çok daha faydalıdır. Tabii ki, Morozov’un yapıtları popüler değildir. Halktan çok bilim adamları içindir. ‘Eski Dünya Kronolojisinin Eleştirel  İncelemesi’  kitabını  okuyan  insanlar  için  Morozov’un  iyi  bir  anlatımını  sunan meşhur matematikçi Profesör M.M. Postnikov idi. Bu kitap A.T. Fomenko ve A.S. Mişenko’nun yazdığı esere dayalıdır (bkz. M.M. Postnikov’un önsözü).

Son zamanlarda S.İ. Valanskiy ve D.V. Kalüjnıy olasılıkla intihalin sınırını aşınca eski dünya kronolojisi konusundan ayrılıp çağdaş sosyo-politik konulu yazılar yazmaya başladı.

Yazarlarının içtenlikle Yeni Kronoloji ile uğraştığını sandığı ama kendilerinin bilimsel kronoloji ile minimum düzeyde alakası olan ya da hiç alakası olmayan kitapları da hatırlayalım. Bununla ilgili olarak ‘çok seçenekli tarih’ denilen kitapları belirtelim. Bu terim kurucusu matematikçi Profesör A.K. Guts tarafından uydurulmuştur. Kanımızca ‘çok seçeneklilik  teorisi’  içinde  hiçbir  derin  anlam  yoktur.  Bu  saf  akıl  oyununun  kesinlikle kronoloji ile değil, daha çok felsefe ile alakası var.

Birtakım   kitapların   yazarı   ve   Yeni   Kronoloji’nin   propagandacısı   olan   jeoloji mineraloji bilimleri doktoru İ.V. Davidenko’dan söz edelim. Üzerinde kendisine atıfla çalıştığımız bir sürü kayda değer gözlem Davidenko’ya aittir. Eski Mısır inşaatında beton kullanımına ve D. Davidoviç’in bu konudaki eserlerine de dikkatimizi çeken oydu. Ancak İ.V. Davidenko’nun kitaplarında ve demeçlerinde kayda değer fikir ve düşüncelerin yanı sıra hiçbir temeli olmayan iddialar bulunmaktadır. Misal olarak GEÇ Orta Çağ döneminde Avrasya’yı   neredeyse   tümüyle   batıran   tufan   fikrini   verelim.   Aslında   bu   fikir   aynı ‘felaketçiliğin’  bir  seçeneğidir.  Batılı  muadili  gibi,  ‘Rus  felaketçiliği’  de  demagojik  bir biçimde Yeni Kronoloji’ye karşı mücadelede kullanılmaktadır. Olasılıkla samimi olan İ.V. Davidenko’yu kastetmiyoruz. Ancak buna benzer iddiaları Yeni Kronoloji’ye zarar vermektedir.

Başkanı, kimya bilimleri doktoru Profesör Ya.A. Kesler olan ‘Medeniyet’ projesinin çerçevesinde bulunan Newchrono.ru web sitesinin çağdaş durumu hakkındaki düşüncelerimizi açıklayalım. Newchrono.ru web sitesinin tarihçesi şudur: İnternette Yeni Kronoloji’nin meselelerini tartışabilmek için bizim tarafımızdan yaratılmıştır. Zaten ‘newchrono’ başlığı da ondan kaynaklanıyor, ‘Yeni Kronoloji’nin kısaltmasıdır. Fakat bu web sitesi bir iki sene sonra kontrolümüzden tümüyle çıkıp amaçları bambaşka olan insanlar tarafından kontrol altına alındı. Amaçları da Yeni Kronoloji’ye karşı mücadele, ne kronoloji ne de bilim ile genellikle alakası olmayan fikirlerin propagandası, Yeni Kronoloji teriminin anlamının değiştirilip bize yabancı  olan  fikirlerle  doldurulmasıydı.  Bir  de  ‘Yeni  Kronoloji’nin  başına  geçme’yi amaçlayan inatçı teşebbüsleri. Onlar da şunlardır: Tumturaklı ‘önde gelen yeni kronoloji uzmanları, (Yeni Kronoloji uzmanları)’ unvanlarını kronolojiden gerçekte anlamayan, bu konuda bildikleri de yapıtlarımızı gözden geçirmeleriyle sınırlı olan insanlara takmaktadır.

Bu aşamada Ya.A. Kesler’in faaliyetinden söz etmeden geçemeyeceğiz. Yapıtlarımızdan elbette atıfsız olarak aldığı çok sayıda gizli alıntılar ve genelde kendi ham ve bulanık düşüncelerinin karışımı ile doldurulan kitapları yalnız Yeni Kronoloji’nin değil, güya daha  çok  geniş  ve  önemli  ‘Medeniyet’  başlıklı  projenin  son  sözü  olarak  sunulmaktadır. Aslında bu projenin çekirdeğinin içerisinde boş demagojiden başka hiçbir şey bulunmamaktadır. Bize göre, ‘Medeniyet’ projesi bilimsel olmaksızın kronoloji meselesinden ayrılmaya yöneliktir. Günümüzde kronoloji üzerindeki araştırmalara içten katılmak isteyenler için bir nevi ‘tuzak’ olarak da hizmet veriyor. Kronoloji üzerindeki çalışmalara katılmak isteyenlerin hem gayretlerini bastırmaya hem de ilgilerini ‘gereken mecraya’ yönlendirmeye çalışmaktadır. S.İ. Valyanskiy, D.V. Kalüjnıy ve diğerlerinden farklı olarak Ya.A. Kesler’in ve ‘Medeniyet’ projesinin faaliyetinin çok daha iyi organize edilmiş ve çok daha keskin olduğu söylenmeli. Bu sözde ‘arkadaşlar’ maskeli olarak Yeni Kronoloji’ye karşı oluşturulan gerçekten büyük bir projedir.

Bunu anlayınca ‘Medeniyet’ projesinin yönetiminden, insanların aklını karıştırmamak için newchrono.ru ismini değiştirmesini talep ettik. Ancak talebimiz reddedildi. Düşüncemize göre ‘Medeniyet’ projesinin yönetimi tarafından Yeni Kronoloji’nin ana fikrine karşı bilinçli bir mücadele yürütülüyor.

Son zamanlarda düşüncelerimizin bazıları kimi ‘çok bilgili’ tarih uzmanlarına ulaşır oldu. Bu aşamada bir maskaralık gözlemleniyor. Bu tarihçilerin bazıları bizim bir fikrimizi benimseyip onu kendi fikirleri saymaya başlıyorlar ve sonuçlarımızı benimsemiş oldukları halde bizi eleştirdikleri kitaplar yayımlıyorlar. Örnek verelim.

2000 senesinin sonunda, ‘Veçe’ Moskova yayınevinde profesyonel arkeologlar olan A.A. Bıçkov, A.Yu. Nizovskiy ve P.Yu. Çernosvitov’un ‘Eski Rus’un Esrarları’ kitabı çıkmıştır. Kitabın üçte biri Kulikovo Savaşı’na adanmıştır. Yazarlar Tula ilçesinde bulunan ve tarihçilerin  bugün  Kulikovo  tarlası  olarak  adlandırdığı  yeri  detaylı  bir  biçimde  tasvir ediyorlar.  Burada  Kulikovo  Savaşı’nın  ya  da  başka  bir  büyük  Orta  Çağ  savaşının  olup bittiğini ispatlayan hiçbir arkeolojik buluntunun olmadığı anlatılıyor.

Sonunda A.A. Bıçkov, A.Yu. Nizovskiy ve P.Yu. Çernosvitov Kulikovo tarlasının bambaşka bir yerde bulunduğu sonucunu çıkarıyorlar. Sonrasında Kulikovo Savaşı’nın Moskova topraklarında olup bittiğini ifade eden yeniden yapılandırmamızın adını geçiriyorlar. Bundan sonra da otorite sahibi bir tavırla, yeniden yapılandırmamızın inandırıcı olmadığını ifade eder etmez, Kulikovo Savaşı’nın Moskova topraklarında olup bittiği ‘kendi öz yapılandırmalarını’ sunuyorlar (!?). Bu versiyonun adı yazarlarından birinin ismi olan A.A. Bıçkov versiyonu adını taşıyor. Tekrar vurgulayalım ki tarihçiler ya bizi azarlıyorlar ya da mesela A.A. Bıçkov gibi bizim sonuçlarımızı utanmadan benimsiyorlar. Üstelik bazen de aynı zamanda ikisini birden ustaca yapıyorlar.

A.A. Bıçkov’un kitaplarında eski kaynaklardan alıntılar gibi enteresan bilgilerin yer yer bulunduğu söylenmeli. Fakat A.A. Bıçkov tarihte neler olup bittiğini anlayıp kendi yapılandırmasını sunmaya çalıştığında bulanık ve inandırıcı olmayan iddiaların dışına çıkamıyor.

Bu  örnek  gösteriyor  ki,  başta  kazıların  gerçek  malzemeleriyle  çalışan  arkeologlar olmak üzere bazı tarihçiler zaman zaman Skaliger versiyonunun yanlışlığının bilincine varıp yeniden yapılandırmamızın haklılığını hissediyorlar. Ama meslek iddialarından kaynaklanan düşüncelerle bunu yüksek sesle itiraf edemiyorlar. Sonuçta, ne yeniden yapılandırmamız ile ne de Skaliger versiyonuyla uyuşan kendi öz fikirlerini sunmaya sıra geliyor. Ama hiçbir şey olmuyor. Sorun şudur ki, tarihsel gerçek tektir ve büyük ihtimalle çalışmalarımızda aranıp bulunmuştur.

Yeni  Kronoloji’ye  karşı  mücadelenin  doğrultularından  biri  kitap  piyasasını  bu konudaki düşük kaliteli kitaplarla doldurmaya yönelik teşebbüslerdir. Örneğin, bu tarz kitaplardan  olan  çağdaş  polis  hikâyelerinin  popüler  yazarı  A.A.  Buşkov’un  kitaplarıdır. Buşkov ‘bağımsız araştırmacı’ tavrı takınarak kitaplarımızdan fragmanları kendi kitaplarına aldığı halde, genel olarak haklı olmadığımız fikrini okura telkin ediyor. Kanımızca, bu aşamada hem pek çok insana enteresan gelen konuyla oynamak isteği hem de Yeni Kronoloji’ye karşı pekâlâ bilinçli bir mücadele ve mecrasını değiştirmek niyeti var.

Yeni Kronoloji’ye karşı mücadelenin son zamanlarda boyutu genişleyen başka önemli ve  gayet  ciddi  bir  doğrultusu  Yeni  Kronoloji’nin  temel  fikirlerinin  bilinçli  bir  şekilde çarpıtılıp özetle karikatür şeklinde ve görünürde de sağlam akademi tavrıyla sunulmasıdır. Bazı karşıtlarımız tarafından hayli rahatsız edici bulunan, bizim keşfettiğimiz XIII-XVI. yüzyıllarda yer alan Büyük Orta Çağ Rus İmparatorluğu’nun varlığıdır. Bizim bu keşfimiz geçmişin tarih anlayışı açısından anahtardır. Çağdaş insanın bilincinde köklenmiş birçok fikri alt üst ediyor. Bunun bazı insanlara battığı kitap piyasasında 2004-2011 yıllarında çıkan birtakım kitaplardan bellidir. Bu kitapların yazarlarının, kendileri için can alıcı ve güncel olan Büyük İmparatorluk konusuna sürekli döndüğü kamufle edilmiş parodilerden bahsediyoruz. Bu yazarlar yeniden yapılandırmamızı çarpıtmak, değiştirmek, başka (olasılıkla kendileri için daha hoş) bir içerik ile doldurmak amacıyla ellerinden geleni yapıyorlar. Bunun bir örneği V.V. Makarenko’nun ‘Rus Nereden Geldi? Eski Dünyanın Yeni Coğrafyası’ kitabıdır. Bu, çok sayıda tablo ve diğer bilimsel malzeme ile dolu gayet kalın, 650 sayfalık bir cilt. Pekâlâ açıktır ki, bu kitap okuyucuya görünürde bizimkisine benzer olan ama gerçekte hiç alakası olmayan bir yeniden yapılandırmayı sunarak aklını karıştırmak gibi kışkırtıcı bir amaçla bizim eserlerimiz üzerinden yazılmıştır. İmparatorluktan çok söz edilmektedir. Bizim terminoloji kullanılarak manası tümüyle çarpıtılmaktadır. Misal olarak, 35. sayfada yer alan bütün Eski Çağ ve Orta Çağ coğrafyasının Kızıl Deniz’in iki sahili üzerinde bulunan çöle yerleştirildiği ‘eski dünyanın genel haritası’ kaç para eder ki! Yeni Kronoloji’ye karşı mücadele için harcanmakta olan böyle çabalara değer veriyoruz elbet. Ne de olsa saçmalıkla dolu altıyüz elli sayfalık bir kitap çıkarmak kolay bir iş değildir herhalde. Olasılıkla birisine iyice batmışız. O kadar kaygılanmamalarını tavsiye ederiz.

A.Z. Sinelnikov’un yakınlarda çıkan ‘Yahudilerin Orta Çağ İmparatorluğu’ reklam başlığını taşıyan kitabı da Büyük İmparatorluk tarihinin yeniden yapılandırmasını çarpıtan kitaplardan  biridir.  Açık  ki,  bunun  isminin  ‘İmparatorluk’  kitabımızın  ismini  andırması tesadüf değildir. Yazar başlangıçta kendisini taraftarımız ilan ediyor ve Yeni Kronoloji’yi muhafazakâr tarihçilerin saldırılarından koruyormuş gibi bile yapıyor. Daha sonra da, açıkladığımız,  başta  İmparatorluğun  finans  sınıfı  konusundaki  fikirler  olmak  üzere  bazı fikirleri ‘gereken mecrada’ ‘geliştirmeye’ başlıyor. Bize göre, A.Z. Sinelnikov’un sunduğu iddialar bulanıktır ve fiilen birtakım alıntılarda toplanmaktadır. Elbette A.Z. Sinelnikov’un kendi fikirlerini ifade etmeye hakkı vardır, ancak Yeni Kronoloji’den kendi fikirlerini net bir şekilde  ayırması  lazım.  Bizim  fikirlerimiz  ve  terimlerimizle  karışım  güya  kitap  Yeni Kronoloji mecrasının ileri cephesinde yazılmış gibi hatalı bir izlenim oluşturuyor. Gerçekte ise kanımızca, kitap zayıftır.

Yeni Kronoloji ile mücadeleye yönelik küçük girişimler, değiştirmeler, okuyucuyu yanlış bir yöne götürmeler, çeşit çeşit ‘fikir aşılamaları’ ya da sadece güya Yeni Kronoloji üzerine bulanık metinlerin yazılması yoluyla başka küçük teşebbüsleri saymayacağız (T.V. Polyakovskiy vs.).

Kitaplarımızda bulunmayan iddiaların bize atfedilmesini ya da bizim müsaademiz olmadan Yeni Kronoloji adından bahsedilmesini tümüyle kabul edilemez sayıyoruz. Geliştirdiğimiz   Yeni   Kronoloji   terimi   ve   ana   fikrinin   bize   yabancı   olan   görüşlerin propagandası için kullanılmasını son derece olumsuz karşılıyoruz.

YENİ (GERÇEK) KRONOLOJİNİN TEMELİNİN YERİNE İKİNCİL (YAN) DİLBİLİMSEL VEYA TARİHSEL GÖZLEMLERİN KONMASI TEŞEBBÜSLERİ YANILTICI OLABİLİR VE BUNLARIN YENİ KRONOLOJİ’NİN İÇERİĞİNİ OLUŞTURDUĞU YANILSAMASINI YARATABİLİR. BU HATALIDIR. ANA FİKRİMİZİN TEMELİ HERŞEYDEN ÖNCE MATEMATİKSEL-İSTATİSTİKSEL VE GÖKBİLİMSEL TARİHLEME YÖNTEMLERİDİR.

A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy