A.T. Fomenko
Sayılar Yalana Karşı

Geçmişin Matematiksel Araştırması. Skaliger Kronolojisinin Eleştirisi. Tarihlerin Oynaması ve Tarihin Kısaltılması. Yeni Kronoloji.

A.T. Fomenko’nun Önsözü

Bu kitap yazarı tarafından 2013 yılında denetlenip düzeltilerek yeniden yayımlanmaktadır.

Bu yayın öncekilerinden hissedilir ölçüde farklıdır. Ayrıca, renkli olan resimler renkli olarak da gösterilmektedir (bunların siyah beyaz gösterildiği önceki yayınlardan farklı olarak). Karşınızdaki yedi ciltlik ‘Kronoloji’nin ilk cildidir (yedi ciltlik araştırma 14 kitaba bölünmektedir).

1. Cilt. SAYILAR YALANA KARŞI - A.T. Fomenko
2. Cilt. 1. Kitap: ANTİKÇAĞ ORTA ÇAĞ’DIR - A.T. Fomenko
2. Kitap: TARİHLERİ DEĞİŞTİRİYORUZ HER ŞEY DEĞİŞİYOR- A.T. Fomenko
3. Cilt. 1. Kitap: YILDIZLAR TANIKLIK EDER - A.T. Fomenko, V.V. Kalaşnikov, G.V. Nosovskiy
2. Kitap: ESKİ ÇAĞLILARIN GÖK TAKVİMİ – A.T. Fomenko, T.N. Fomenko, G.V. Nosovskiy
4. Cilt. 1. Kitap: RUS’UN YENİ KRONOLOJİSİ – A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy
2. Kitap: RUS TARİHİNİN SIRRI – A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy
5. Cilt. 1. Kitap: İMPARATORLUK - A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy
2. Kitap: ÇARLIĞIN PARLAK DEVRİ- A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy
6. Cilt. 1. Kitap: İNCİL RUS’U - A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy
2.  Kitap:  RUS-ORDA  TARAFINDAN  AMERİKA’NIN  İSKÂN  VE  İHYA EDİLMESİ - A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy
3. Kitap: DÜNYANIN YEDİ HARİKASI- A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy
7. Cilt. 1. Kitap: BATILI EFSANE - A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy
2. Kitap: ‘ESKİ’ LATİNCE’NİN RUS KÖKLERİ - A.T. Fomenko, T.N. Fomenko, G.V. Nosovskiy

Neden Eski Çağ kronolojisinin sorununu bugün ortaya koyduğumuz ve yeni ampirik- istatistikî yöntemlerle onu yeniden incelemeyi önerdiğimiz merak edilebilir. Şunu hatırlamak gerek: Daha önce, yani XVI-XVII. yüzyıllarda kronoloji matematiğin bir bölümü sayılırdı. Ama sonra tarihçilerin yönetimi altına geçti ve bugün tarihle ilgili çalışmaların genel olarak tamamlanmış ve sadece kısa, genel, kronolojinin yapısını değiştirmeyen tasrihlere ihtiyacı olan bir alanı olarak görülüyor. Ancak, bugün kabul edilen Eski Çağ kronolojisinin içinde derin çelişkilerin bulunduğu ortaya çıkmıştır. Bunun için bu problem, çağdaş istatistik ve astronomik yöntemler yardımıyla çözme gayretine değer.

Matematikçilerin neden saf bir tarihsel mesele olarak görünen bu meseleyi ele aldıkları sorusu sıkça sorulmaktadır.

Cevap şudur. Profesyonel matematikçi olarak benim ana ilgi alanlarım kronoloji ve tarih meselelerine uzaktır. Ama 1972-1973 yıllarında gök mekaniğinin önemli sorunlarından birini araştırırken (bkz. 2. bölüm) Eski Çağ’ın tutulmalarının tarihlerine rasgelmiştim. Söz konusu olan, Ay’ın hareket teorisinde yer alan ve D'' parametresi adı verilen parametrenin hesaplanmasıydı. Parametre hızlanmayı nitelemekte ve büyük tarih aralığında zaman fonksiyonu olarak hesap edilmektedir. Hesaplamalar meşhur Amerikan astronom ve astrofizikçisi Robert Newton tarafından yapılmıştı. Newton D'' parametresinin son derece esrarengiz davrandığını, yani M.S. VIII-X. yüzyıllarda anlaşılmaz bir sıçrayış gösterdiğini beklenmedik şekilde ortaya çıkarmıştı. Bu sıçrayışı çağdaş çekim gücü kuramı açısından anlatmak mümkün değildi. Bu sıçrayış o kadar anlaşılmazdır ki Robert Newton, Dünya-Ay Sisteminde esrarengiz ‘çekim gücü dışı güçler’ uydurmak zorunda kalmıştır. Mamafih, bu güçlerin kendilerini başka bir şekilde belli etmemesi hayli garipti.

Bu anlaşılmaz olgu beni bir matematikçi olarak ilgilendirdi. R. Newton’un çalışmasının denetlenmesi, hesaplamalarının yüksek bilimsel düzeyde yapılmış olduğunu, hiçbir hatanın olmadığını gösterdi. Bundan sonra D'' grafiğindeki açıklık benim için daha da tuhaf bir hale geldi. Bu konudaki uzun süreli kafa yorma, beni D''’nin hesaplamalarına dayanan Eski Çağ tutulmalarının tarihlerinin kesinliğini yoklamaya götürdü. Çünkü bu tarihler R. Newton’nun hesaplamalarının temelini oluşturmaktaydı. Bu fikrin bu mesele ile daha önce ilgilenen bilim adamları için yeni bir fikir olduğu ortaya çıktı. Kendisi astroseyrüsefer ve gök cismi ve aygıtlarının yörüngelerinin hesaplama kuramı üzerine tanınan bir uzman olan Robert Newton elbette tarihlere güvendi ve kendisinin keşfettiği D''’nin sıçrayışını mesleki alanından ayrılmadan anlatmaya çalıştı. Yani, Eski Çağ kronolojisinin sıhhatini sorgulamaksızın. Talihim açıktı, ünlü Rus ansiklopedist N.A. Morozov XX. yüzyılın başında Eski Çağ’ın tutulmalarının tarihlerini incelemiş ve bunların hemen hepsinin revize edilmeye ihtiyacı olduğunu ileri sürmüştü. Morozov birçok tutulma için zamanımıza daha yakın yeni tarihler sunmuştu. Morozov’un cetvellerini alıp tutulmaların bugün kabul edilen tarihlerinin yerine onun çıkardığı tarihleri geçirerek, değişen başlangıç verileriyle R. Newton’un hesaplamalarını tekrarladım. D'' GRAFİĞİNİN HEMEN DEĞİŞİP neredeyse yatay muttarit bir hatta dönüşmesi beni şaşkınlığa düşürdü. Bu, geleneksel çekim gücü kuramı ile uyumlu bir sonuçtu. Esrarengiz sıçrayış kaybolmuştu ve fantastik ‘çekim gücü dışı etkileşim’ uydurmaya da ihtiyaç kalmamıştı.

Başarılı bir şekilde tamamlanmış bilimsel çalışmanın beslediği memnuniyetin yanı sıra yeni bir ciddi sorunun gündeme geldiği birden anlaşılmıştı. Bu durumda, Eski Çağ’ın bugün kabul edilen kronolojisine nasıl güvenilirdi?

Bir yandan, N.A. Morozov’un sunduğu Eski Çağ’ın birçok tutulmasının yeniden tarihlenmesi D'' grafiğinin düzelmesini, gök mekaniğindeki tuhaf çelişkinin yok olmasını ve Ay’ın hareket teorisindeki önemli parametrelerden birinin doğal hareket biçiminin keşfedilmesini sağladı.

Öbür yandan, örneğin tanınmış Eski Çağ yazarı Tukididis tarafından ‘Tarih’ kitabında tarif edilen üç tutulmanın bugün kabul edildiği gibi M.Ö. V. yüzyılda değil, M.S. XII. yüzyılda gerçekleştiğini düşünmek mümkün değildi. Sorun şunda saklı. Bilindiği gibi Tukididis’in üçlüğü için gökbilimsel olarak yalnız bir tek gerçek çözümün var olduğu anlaşılıyor, bkz. 2. Bölüm. O zaman kim haklı: Astronomi mi bugün kabul edilen kronoloji mi?

Bu soruyu birkaç tanınmış tarihçiye sormak zorunda kaldık. Moskova Devlet Üniversitemizin tarihçileri de bunların içindeydiler. Onların ilk tepkisi ölçülü bir kibarlıktı (gittikçe öfkeli ve bazen de agresif hale geldi). Onlara göre, genel olarak kabul edilen kronolojiden şüphe duymaya hiç sebep yoktu. Bütün tarihler güvenilir biçimde çoktan tespit edilmiş ve Eski Çağ üzerine herhangi bir ayrıntılı ders kitabında sıralanmıştı. D'' grafiğinin belirsiz, yeni, saçma kronoloji üzerine dayandırılan hesaplamalardan sonra doğal görünüme sahip olması pek enteresan değildi. Ayrıca da, matematikçiler matematikle uğraşsınlar ve tarih tarihçilerin yetkisinde kalsındı. Aynı görüşü ünlü L.N. Gumilev bana açıkladı. Kendileriyle tartışmadım, çünkü kronoloji üzerine ilk yapıtlarımı okumaktan kaçınmışlardı.

Tarihçilerin cevabı beni tatmin etmedi.

Birincisi, kronolojinin, yani tarihlerin hesaplanması meselesinin uygulamalı matematikle doğrudan alakası var. Bu, ayrıntılı gökbilimsel hesaplamaları ve bunların kesinliğinin değerlendirilmesini, takvim sorunlarını, eski yazıların metinlerinin frekans nitelikleri yardımıyla deşifre edilmesini de içermektedir. Burada çok karışık problemler var.

İkincisi, çağdaş kronoloji cetvellerinin incelenmesi bu cetvellerin eski tarihleri herhangi bir bilimsel temel olmadan sunduğunu hemen belli etmişti. Bu cetveller en iyi ihtimalle ancak XVI-XVII. yüzyıllarda yapılan ilk kronoloji listelerine, yani nispeten uzak olmayan geçmişe atıfta bulunmaktadırlar. Meseleye dalıp bugün kabul edilen kronoloji versiyonunun biricik olmaktan uzak olduğunu keşfedebildik. Farklı ülkelerdeki bilim adamlarının çoktan beri eski tarihlerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ileri sürdüğü anlaşıldı. Bunun cevabının sıradan olmadığı ve kavranmasının uzun zaman ve büyük çaba gerektireceği belli oldu. Böylece 1972 yılında bu doğrultuda yoğun çalışmalarım başladı. Sonradan genellikle MDÜ’den uzman matematikçi ve fizikçi meslektaşlarım araştırmalarıma katıldı.

Araştırmalar oldukça hızlı gelişti. 1973’ten bu tarafa geçen yıllar içerisinde birçok şey netleşti, son derece enteresan sonuçlar elde edildi. Bu sonuçlar ben ve meslektaşlarım tarafından literatür listesinde sıralanan çeşitli kitaplarda ve bilimsel makalelerde yayımlandı. Bu konudaki ilk yayınımız 1980 yılında çıktı. Zaman ilerledikçe kronolojinin bazı meseleleri hakkındaki görüşümüz değişiyordu. Bu değişimler ana fikre ilişkin değildi ama ayrıntılara yönelik algımızda hissedilir değişiklikler oluştu.

Yeni matematiksel tarihleme yöntemleri benim tarafımdan geliştirildi ve birkaç bilimsel makalede, daha sonra da ‘Anlatım Metinlerinin İstatistikî Analiz Yöntemleri ve Kronolojiye Uygulanması (Bağımlı Metinlerin Seçilip Tarihlenmesi, Eski Çağ’ın İstatistikî Kronolojisi, Eski Çağ Gökbilimi Bildirgelerinin İstatistiği)’ kitabında yayımlandı. 1990’da Moskova’da MDÜ tarafından yayımlanıp 1996 yılında kapsamlı şekilde düzeltilerek ‘Tarih Metinlerinin Matematiksel Analiz Yöntemleri ve Kronolojiye Uygulanması’ ismiyle çıktı (Moskova, Nauka Yayınevi, 1996).

Bazı önemli sonuçlar ve yeni yöntemler 1981 yılından sonra benim tarafımdan parlak bilim adamlarıyla birlikte elde edildi. Bunlar, fizik-matematik doktoru Profesör Vladimir Vyaçeslavoviç Kalaşnikov (MDÜ ve Sistem Araştırmaları Bilim ve Araştırma Enstitüsü (SABAE), Rusya, Moskova) ve fizik-matematik doktoru Doçent Gleb Vladimiroviç Nosovskiy (MDÜ Mekanik-Matematik Fakültesi) idi. İkisi de olasılıklar kuramı ve matematik istatistiği alanında uzmanlar. Bazı kitaplarımızın ortak yazarı Tatyana Nikolayevna Fomenko (Şölokova) ise fizik-matematik doktoru ve MDÜ Yüksek Matematik ve Sibernetik Fakültesi Profesörü’dür. Fırsattan yararlanarak V.V. Kalaşnikov, G.V. Nosovskiy ve T.N. Fomenko’ya teşekkürlerimi sunarım.

1981 yılında G.V. Nosovskiy ile işbirliğimiz başladı. Bu işbirliği sonucunda yeni kronoloji üzerine birkaç son derece önemli kitap yayımladık. Ortak çalışmalarımız sayesinde Eski Çağ ve Orta Çağ tarihinin yeniden düzenlenmesinin temel ilkelerini formüle etmek mümkün oldu.

XVII. yüzyılda oluşturulan ve bugün kabul edilen tarih versiyonunun büyük hatalar içerdiği ortaya çıktı. Birçok seçkin bilim adamı bunu anlayıp uzunca zaman tartışmıştır, bkz. 1. Bölüm. Ama yeni ve çelişki içermeyen bir tarih ana fikri kurmanın son derece zor bir mesele olduğu anlaşılmıştır.

Daha evvel söylendiği gibi, kronoloji üzerine bazı önemli araştırmalar karım Profesör T.N. Fomenko ile birlikte yapıldı. Bunların arasında eski zodyakların gökbilimsel yöntemlerce tarihlenmesi, Kulikovo Savaşı’nın analizi ve Avrupa dillerinin dilbilimsel analizi bulunmaktadır. T.N. Fomenko şu kitaplarımızın ortak yazarıdır: ‘Eskilerin Gök Takvimi’, ‘Eski Latincenin Rus Kökleri’, ‘Neredesin Kulikovo Tarlası’. Bunun dışında ‘Kronolojinin Gökbilimsel Analizi. Almagest. Zodyaklar’ (V.V. Kalaşnikov, G.V. Nosovskiy, A.T. Fomenko, Moskova, Delovoy Ekspress Yayınevi, 2000) kitabının 12. bölümü olan ‘’Eski’ Mısır Dendera ve Esne (Latopolis) Zodyaklarının Gökbilimsel Tarihlenmesi’ kendisi tarafından yazılmıştır.

1973 yılından itibaren çoğunlukla MDÜ’den bir grup matematikçi ile bu meseleyi ele aldım. Hem bilimsel süreli yayınlarda (onlarca bilimsel makale) hem de ayrı kitaplarda yayımlanan enteresan sonuçlar elde edildi. Bizim yeni kronolojimiz ağırlıklı olarak tarih kaynaklarının çağdaş istatistiksel yöntemler yardımıyla analizine ve kapsamlı bilgisayar hesaplamalarına dayanmaktadır.

Bağımlı ve bağımsız metinlerin ayırt edilmesi meselesi aslında suretlerin ayırt edilmesi meselesidir. Bu mesele bilginin uygulamalı istatistik, dil bilimi, fizik, genetik, tarih kaynaklarının araştırılması v.s. gibi çok farklı alanlarına denk düşmektedir. Mesela tarih kaynaklarının araştırılmasında enteresan olan BAĞIMLI, yani orijinali günümüze ulaşmayan ortak kaynağa dayalı vakayinameler bulmaktır. Diğer yandan, hangi vakayinamelerin BAĞIMSIZ, yani farklı orijinal kaynaklara dayalı olduğunu bilmekte fayda var.

Metin kavramı çok geniş biçimde yorumlanabilir. Sembollerin, sinyallerin, herhangi bir kökenden kodların sırası metin sayılabilir. Mesela DNA zincirlerindeki gen kodlarının sırası. Bağımlı metinlerin bulunmasındaki ana sorun şöyle formüle ediliyor: Uzun sinyal dizilerinde metinlerin birbirlerine benzer, birbirlerini tekrarlayan parçalarını bulmak gerekiyor.

Bugün ‘benzer suretlerin’ ayırt edilmesinin ve bağımlılığın ortaya konmasının birçok yöntemi bilinmektedir. Biz yeni ampirik-istatistiksel yöntemler sunuyoruz. Bu yöntem hem tarih vakayinamelerinin ve arşiv verilerinin incelenmesine hem de ortak kökenli metinlerdeki homolojik denilen parçaların bulunmasına yarıyor.

Bu kitap bazı konulara bölünmüştür. Bu ayrım net olarak tespit edilen istatistik olgularının varsayımlardan ayrılmasına yarayacaktır. Öte yandan, kitabın konulara göre ayrımı farazidir çünkü tüm konular çok sıkı biçimde iç içe geçmiş durumdadır.

BİRİNCİ KONU

Bağımlı ve bağımsız tarih metinlerinin istatistikî olarak ayırt edilmesi meselesi ele

alınmaktadır. Yeni istatistiksel modeller ve varsayımlar benim tarafımdan şekillendirilmiştir. Bu modeller vakayinamelerden aldığımız kapsamlı malzemeler kullanılarak denetlenmiştir. Sunulan modellerin genel olarak doğrulandığı ortaya çıkmıştır. Yazılı bilginin evrimini yöneten ilginç eğilimler bulunmuş, vakayinamelerdeki bilgilere, yeniden yazılırken ya da denetlenip düzeltilirken v.s. ne olduğu öğrenilmiştir.

BU EĞİLİMLERİN ORTAYA ÇIKARILMIŞ OLMASI İLK ANA SONUÇTUR.

Bulunan eğilimler üzerinde, vakayinamelerde geçen olayların tarihlenmesinin yeni yöntemleri sunulmuştur. Bunun için, incelenen vakayinameler ve belgeler olayların tarihlerinin şüphe uyandırmadığı vakayinamelerle istatistikî olarak kıyaslanmıştır. Yöntemler güvenilir şekilde tarihlenmiş çok sayıda malzeme kullanılarak denetlenmiştir. Bu yöntemlerin XVII-XX. yüzyılların olaylarını anlatan vakayinamelerde uygulanması onların etkinliğini ispatlamaktadır. Elde ettiğimiz tarihler önceden bilinen ve diğer yöntemler vasıtasıyla tespit edilen tarihlerle bağdaşıyor. XVII-XX. yüzyıllardaki AÇIKÇA BAĞIMLI vakayinameler bizim yöntemlerimiz açısından da istatistikî olarak BAĞIMLI çıkıyor. AÇIKÇA BAĞIMSIZ vakayinameler ise bizim açımızdan da İSTATİSTİKÎ OLARAK BAĞIMSIZ çıkıyor.

XVII-XX. yüzyılların olaylarını anlatan güvenilir şekilde tarihlenmiş vakayinameleri inceleyince AÇIKÇA BAĞIMLI vakayiname çiftlerini AÇIKÇA BAĞIMSIZ vakayiname çiftlerinden güvenilir biçimde ayıran doğal sayısal katsayıların bulunduğunu 1974-1979 yıllarında keşfedebildik. Temel olarak, bu rakamlar açıkça bağımlı vakayinameler için oldukça küçük ve açıkça bağımsız vakayinameler için gayet büyüktür. O halde, herhangi bir vakayiname çiftini kıyaslayarak ‘yakınlık katsayısının’ değerinin bağımlı vakayinamelerin değerinin alanına mı yoksa bağımsız vakayinameler için tipik değerin alanına mı gireceğini öğrenebiliriz. Tabiatıyla, alanların sınırları deneysel olarak tespit edilmiştir.

Yeterince büyük vakayinamelerde bilginin evrimini kontrol eden gizli bağımlılıklar tespit edilmesi, yeni tarihleme yöntemlerinin (şu an sekiz tanedir) geliştirilmesi ve deneysel denetimi ÇALIŞMANIN İKİNCİ ANA SONUCUDUR. Yöntemlerimiz aracılığıyla elde edilen tarihlerin kesinlik iddiası yoktur. Bununla birlikte, bu istatistikî tarihlemelerin önceden bilinen tarihlemelerle XVII-XX. yüzyıllar aralığında keşfettiğimiz uyumu çalışmalarımızın objektif karakterini belirtmektedir.

İKİNCİ KONU

Bu da KRİTİK olarak değerlendirilebilir. Eski Çağ ve Orta Çağ Avrupası, Asyası, Akdeniz bölgesi, Mısırı, Amerikası’nın olaylarının bugün kabul edilen tarihlemelerini inceliyoruz. Bilimsel literatürün her alanına yayılan, çeşitli alanlarda uzmanlarca bilinen ama GENELLİKLE HERKESÇE BİLİNMEYEN malzemeler toparlandı. Bu malzemeler XVII. yüzyıldan daha erken devirlere dair bugünkü kronolojide var olan ciddi zorlukları gösteriyor.

Biz, okuyucuya parlak Rus bilim adamı ve ansiklopedisti, SSCB Bilimler Akademisi onursal üyesi, kronolojinin doğal-bilimsel gerekçeleri meselesini bütün ciddiyetiyle ortaya koyan, çok sayıda kritik malzemeyi toparlayan ve bazı cesur varsayımlar öne süren Nikolay Aleksandroviç Morozov’u (1854-1946) anlatacağız.

Bunun dışında, eski olayların birçok tarihlemesine şüpheyle yaklaşan Isaac Newton’un kronoloji araştırmalarını ve tarihin ve kronolojinin eleştirel alanının diğer bilinen temsilcilerini anlatacağız. Arkeoloji, kaynak bilimi ve nümismatikte sözü büyük bilim adamlarına bırakıyoruz. Okuyucunun değinilen meseleler hakkında kendi görüşlerini şekillendirebilmesi için tanınmış bilginlerin sözlerini sıkça alıntılıyoruz ve çeşitli görüşleri kıyaslıyoruz.

Yeni ampirik-istatistiksel yöntemlerin ana uygulaması eski olayların tarihlerinin hesaplanmasıdır. Bu nedenle, günümüze ulaşan bütün kronoloji versiyonlarını incelemek için elimizden geleni yapmak zorunda kaldık. Sorun şu ki, Eski Çağ ve Orta Çağ vakayinamelerindeki önemli birçok olayın tarihi çoğunlukla ciddi oranda farklı çıkıyor. Orta Çağ yaklaşımındaki bu uyumsuzluğu anlamaya çalışarak XV-XVI. yüzyılların vakayinamelerinde kayıtlı olan versiyonları en titiz şekilde inceliyoruz. Çünkü o devrin kronoloji uzmanları tarif ettikleri olaylara zaman açısından bizden daha yakında bulunuyorlar. XVII-XX. yüzyılların daha geç versiyonları çoğunlukla özgün Orta Çağ anlamını dumanlayan ve çarpıtan ikincil işlemenin sonucudur.

XVI-XVII. yüzyıllardan başlayarak, tanınmış Orta Çağ kronoloji uzmanları İ. Skaliger ve D. Petavius’un eserlerinde oluşturulan kronoloji versiyonu ‘katılaşmaktadır’. Bugün kabul edilen kronoloji skalası genel çizgileriyle İ. Skaliger ve D. Petavius’un görüşüyle uyuşmaktadır. Bu nedenle, Skaliger kronolojisi terimini kullanacağız ve bugün kabul edilen tarihlemeleri Skaliger tarihlemeleri olarak adlandıracağız.

Sanırız ki, okuyucunun bugün kabul edilen, fiilen Skaliger, kronoloji hakkında okuldan ve üniversiteden almış olduğu belirli bir bilgisi vardır. Skaliger’in ana fikrini, herkesçe bilinmekte olduğunu düşünerek ayrıntılı olarak açıklamıyoruz. Titiz dikkatimizi bunun içinde bulunan tutarsızlıklar üzerinde yoğunlaştıracağız. Sonra, tarihî kaynaklara dayalı, arkeolojik, nümismatik, radyokarbon, dendronkronolojik tarihleme v.s. gibi tarihlemenin geleneksel yöntemlerini kısaca inceliyoruz. Okuyucunun bu yöntemlerin güvenilirliği ve kesinliği ile uygulama sınırlarını kendisinin değerlendirmesinde fayda var.

ÜÇÜNCÜ KONU

1975-1979 yıllarında benim tarafımdan KÜRESEL KRONOLOJİ HARİTASI adını alan geniş bir cetvel oluşturuldu. Kısaca KKH. Bu cetvel Eski Çağ ve Orta Çağ tarihi hakkındaki ‘Skaliger ders kitabı’nın istatistikî görüntüsü olarak kabul edilebilir. Zamanın yatay ekseni boyunca Eski Çağ’ın bugün de kabul edilen Skaliger tarihlerine göre bütün önemli olayları, belli başlı tarihî kişileri vs. sıralanmıştır. Her bir devre ait bölümde, o zamanın olaylarını anlatan ve günümüze ulaşmış bütün ana orijinal kaynaklar sıralanmıştır. Ortaya çıkan kronoloji haritası binlerce isim ve tarih içermektedir. Kapladığı alan onlarca metrekarelik bir alan oluşturmaktadır. Bu cetvel Eski Çağ ve Orta Çağ’ın tarihinin bugünkü yapısı (yani Skaliger yapısı) üzerine vazgeçilmez bir ansiklopedi ve rehber olmuştur. KKH, malzemesinin çok geniş hacmi nedeniyle, ‘Sayılar Yalana Karşı’, ‘Eski Çağ Orta Çağ’dır’ ve ‘Tarihleri Değiştiriyoruz Her Şey Değişiyor’ kitaplarıma çok sayıda kısaltmalarla, kısa cetveller ve grafikler biçiminde girdi.

DÖRDÜNCÜ KONU

Kronoloji haritasında topladığım malzemelere 1974-1979 yıllarında benim tarafımdan tarihlemenin yeni ampirik-istatistiksel yöntemleri uygulandı. Çeşitli tarih devri çiftleri ana orijinal kaynaklarıyla birlikte ele alındı. Bu vakayinameler istatistikî olarak incelendi ve sonra çifter çifter kıyaslandı. Tarih metinlerinin yakınlık katsayıları hesaplandı.

X ve Y vakayinameleri için bu katsayı, büyüklük sırası açısından, güvenilir XVII-XX. yüzyıllar arası devirdeki açıkça bağımlı vakayinamelere göre aynı çıkmışsa, X ve Y vakayinamelerini (ve Skaliger kronoloji haritasında onlarla uyuşan tarih devirlerini) İSTATİSTİKÎ BAĞIMLI olarak adlandırıyoruz. Böyle devirler zaman dilimleri haritamızda rastgele seçilen aynı sembollerle belirtildi. Örneğin P harfi gibi.

Eğer X ve Y vakayinameleri için bu katsayı, büyüklük sırası açısından, güvenilir XVII-XX. yüzyıllar arası devirle ilgili açıkça bağımsız vakayinamelere göre AYNI çıkmışsa, X ve Y vakayinamelerini İSTATİSTİKÎ BAĞIMSIZ olarak adlandırıyoruz. Böyle devirler zaman dilimleri haritamızda rastgele seçilen farklı sembollerle belirtildi. Örneğin H ve C harfleriyle.

Skaliger ‘tarih ders kitabında’ birçok istatistikî bağımlı vakayiname çifti (ve bunlara uyan tarih devirleri) bulundu. Böyle vakayinameleri ve bunlarda tarif edilen olay dizilerini İSTATİSTİKÎ İKİNCİ SURET, TEKRARLAMA olarak adlandırdık.

Farklı ampirik-istatistiksel yöntemlerin uygulanmasının sonuçlarının güzelce uyuştuğu ortaya çıktı. Yani, bir çift vakayiname bir yönteme göre ‘istatistikî benzer’ çıktıysa, aynı şekilde diğer yöntemlere göre de (elbette bu yöntemler genel olarak o vakayinamelere uygulanabiliyorsa) ‘istatistikî benzer’ çıkıyordu. Bu sonuç uyuşması oldukça önemli.

Hayatî olan şudur ki, yöntemlerimiz XVII-XX. yüzyıllar aralığında hiçbir beklenmedik ikinci suret veya bağımlılığı daha önce bilinmeyen vakayiname ortaya çıkarmamıştır.

Aynı zamanda, aynı yöntemler birdenbire, XVII. ve özellikle XI. yüzyılın öncesine ait çok sayıda istatistikî benzer, birbirine yakın vakayiname (suret) keşfetmiştir. Bu vakayinameler önceleri her anlamda bağımsız sayılmaktaydı ve çağdaş tarihçiler tarafından farklı devirlere atfedilmekteydi.

(SKALİGER TARİHLERİNDE) KRONOLOJİ HARİTASININ YARATILMASI VE ONUN İÇİNDE SURETLERİN (TEKRARLAMALARIN) BULUNMASI KİTABIN ÜÇÜNCÜ ANA SONUCUDUR.

DÖRDÜNCÜ ANA SONUÇ 1978 YILINDA BENİM TARAFIMDAN KEŞFEDİLEN, KRONOLOJİ HARİTASININ DÖRT VAKAYİNAME KATMANININ TOPLAMINA AYRIMI’dır. Üstelik bu vakayiname katmanları hemen hemen özdeş çıkmıştır, sadece zaman mekânında birbirinden bayağı uzak kalmıştır. Bu şekildeki her bir katman ‘kısa vakayiname’ olarak incelenebilir. Durumu kabaca anlatmaya çalışırsak şunu diyebiliriz: Çağdaş Skaliger Eski Çağ ve Orta Çağ tarih ders kitabı, aynı kısa vakayinamenin dört tane suretinin toplamıdır, yapıştırılmasıdır.

Skaliger kronolojisinin eleştirisi ve sıralanan dört sonucun tarifi bu kitabın ana kısmını oluşturmaktadır. Diğer bölümleri varsayımsal karakter taşımaktadır. Bu bölümler doğal olarak oluşan soruya cevap oluşturmaya yardım etmektedirler. Keşfettiğimiz bütün bu ‘tarih tekrarlamaları’ ne demektir? ‘Gerçekte’ tarih nedir?

BEŞİNCİ KONU

‘Skaliger tarihi ders kitabında’ ikinci suretlerin ortaya çıkması hakkında varsayımlar sunuyoruz. Bu malzemeler bizim tarafımızdan kesin olarak addedilmiyor. Sunulan ‘kısaltılmış tarih ders kitabı’nın kesinlik iddiası da henüz yok. Çeşitli alanlarda birçok uzmanın kapsamlı çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Belki de birkaç bilimsel araştırma enstitüsünün.

* * *

‘Sayılar Yalana Karşı’, ‘Eski Çağ Orta Çağ’dır’ ve ‘Tarihleri Değiştiriyoruz Her Şey Değişiyor’ kitaplarında ele alınan konular üzerine yazarın tutumu meslektaş matematikçiler başta olmak üzere çeşitli alanlarda bilim adamlarıyla yapılan çok sayıda tartışmanın neticesi olarak şekillenmiştir. Sunduğum yeni istatistikî modeller ve ulaştığım sonuçlar farklı yıllarda aşağıdaki bilimsel etkinliklerde açıklanmış ve tartışılmıştır:

Kronoloji üzerine XX. yüzyılın seksenli yıllarında raporlar hazırlamaya başladım.

1981 ve 1985 yıllarındaki 3. ve 4. Vilnius Uluslararası Olasılıklar Kuramı ve Matematiksel İstatistik Konferanslarında;

1986 yılında Taşkent şehrindeki Bernoulli Dünya Matematiksel İstatistik ve

Olasılıklar Kuramı Derneği Birinci Kongresi’nde;

Prof. Ayvazyan’ın öncülüğünde, SSCB Bilimler Akademisi Merkezî İktisadi Matematik Enstitüsü’ndeki (SSCB BA MİME) ‘Çok Boyutlu İstatistikî Analiz ve Gerçek Süreçlerin Olasılıklı Modellenmesi’ Semineri’nde;

Defalarca Prof. V.M. Zolotorov (RBA V.A. Steklov Matematik Enstitüsü) ve Prof. V.V. Kalaşnikov’un (Sovyetler Birliği Sistem Araştırmaları Bilim Araştırma Enstitüsü, SBSABAE) öncülüğünde, Stokastik Modellerin Kesintisizlik ve İstikrar Meseleleri Üzerine Sovyetler Birliği Seminerlerinde;

Defalarca Prof. A.N. Şiryayev (RBA V.A. Steklov Matematik Enstitüsü) ve Prof. N.V. Krilov’un (MDÜ Mekanik Matematik Fakültesi, şu an ABD’de çalışmaktadır) öncülüğünde ‘Yönetilen Süreçler ve Martingaller’ Seminerinde;

RBA V.A. Steklov Matematik Enstitüsü’nde akademi üyesi V.S. Vladimirov’un seminerinde;

MDÜ Mekanik Matematik Fakültesinde akademi üyesi O.A. Oleynik’in seminerinde; Sovyetler Birliği Matematiksel Modelleme Merkezinde akademi üyesi A.A. Samarskiy’in seminerinde;

Yazar, tartışmaların bütün dinleyicilerine ve katılımcılarına minnettardır.

Yazar, Rusya Bilimler Akademisi’nden akademi üyesi E.P. Velikhov, akademi üyesi V.S. Vladimirov, akademi üyesi Y.V. Prokhorov, akademi üyesi İ.M. Makarov, akademi üyesi S.M. Nikolskiy, akademi üyesi İ.D. Kovalçenko, akademi üyesi A.A. Samarskiy, akademi üyesi V.V. Kozlov, muhabir üye S.V. Yablonskiy’a gösterdikleri yardım ve destek için teşekkürlerini sunar.

Çalışmalara büyük ivme katan hem meslektaş matematikçiler hem de mekanikçiler, fizikçiler, kimya uzmanları, tarihçilerle yapılan tartışmalardı. Bunlar öncelikle aşağıdaki MDÜ bilginleriydi:

Prof. V.V. Aleksandrov, Prof. V.V. Belokurov, Prof. N.V. Brandt, Fizik-Matematik Doktoru M.Ş. Grinçuk, Prof. V.G. Demin, Prof. N.N. Kolesnikov, Prof. N.V. Krılov, Prof. A.S. Mişenko, Prof. E.M. Nikişin, Prof. M.M. Postnikov, Prof. Y.P. Solovyev, Prof. YA.V. Tatarinov, Prof. V.İ. Trukhin, Prof. V.A. Uspenskiy, Prof. E.V. Çepurin.

Ayrıca RBA V.A. Steklov Matematik Enstitüsü mensupları: Prof. V.M. Zolotorov, RBA akademi üyesi Prof. A.N. Şiryayev, RBA SABAE mensupları Prof. V.V. Kalaşnikov, Prof. V.V. Fedorov, RBA MİME mensubu Prof. Y.M. Kabanov, RBA Bilgi Aktarma Meseleleri Enstitüsü (RBA BAME) mensubu Prof. A.V. Çernavskiy, Moskova Petrol ve Gaz Üniversitesi mensubu Prof. İ.A. Volodin.

Yazar hepsine içten teşekkürlerini sunar.

Yazar S.N. Gonşorek’e yardımı ve desteği için teşekkür eder.

Farklı dönemlerde Yeni Kronoloji projesine çok farklı bilim adamları ve bilimin çok farklı alanlarının uzmanları katıldı ve katılmaya devam ediyorlar. Aralarında V.V. Bandurkin, Prof. D. Blagoyeviç (Belgrad Üniversitesi, Yugoslavya), fizik matematik bilimleri doktoru B.E. Brodskiy, N. Gostev, fizik matematik bilimleri doktoru M.İ. Grinçuk, Prof. V.D. Gruba, Prof. İ.V. Davidenko, Prof. B.S. Darhovskiy, D.V. Denisenko, E.A. Eliseyev, İ.E. Kaliniçenko, fizik matematik bilimleri doktoru N.S. Kellin, İ.İ. Kurinnoy, Prof. A. Lipkovskiy (Belgrad Üniversitesi, Yugoslavya), Prof. A.S. Mişenko, N.A. Milah, Prof. E.M. Nikişin, A.A. Onişenko, M.E. Polakov, Prof. M.M. Postnikov, E.N. Sergiyenko, S.A. Suzdaleva, V.V. Sundakov, Prof. Yordan Tabov (Bulgaristan Bilimler Akademisi Matematik Enstitüsü, Sofya), Yu.N. Torkhov, Prof. T.N. Fomenko, V.P. Fomenko, teknik bilimler doktoru T.G. Fomenko, G.A. Khrustalev, T.G. Çerniyenko, Yu.S. Çernışov bulunmaktadır.

Yazar, Prof. V.K. Abalakin, V.V. Bandurkin, Prof. Ye.Ya. Gaboviç, Prof. M.İ. Grossman, Prof. R.L. Dobruşin, Prof. A.O. İvanov, Prof. Yu.M. Lotman, tarih bilimleri doktoru S.A. Pustovoyt, Prof. A.A. Tujilin’e faydalı tartışmalar ve değerli gözlemleri için teşekkür eder.

Viyana Teknik Üniversitesi (Avusturya) Profesörü Peter Gruber’e çalışmalarımızda yardımı için özel minnetlerimi sunarım.

Orijinal kaynakların istatistikî işlemlerinde yardımları için N.S. Kellin, P.A. Puçkov, M. Zamaletdinov, A.A. Makarov, N.G. Çebotarev, Ye.T. Kuzmenko, V.V. Başe, B.A. Zilbergof, M.Yu. Şteyn, V.P. Fomenko, teknik bilimler doktoru T.G. Fomenko, Prof. T.N. Fomenko’ya minnettarım.

Algoritmaların, programların yaratılmasında ve malzemelerin istatistikî bilgisayar işlemlerinde farklı dönemlerde fizik matematik bilimleri doktoru N.Ya. Rives, fizik matematik bilimleri doktoru İ.S. Şiganov, fizik matematik bilimleri doktoru S.Yu. Jolkov, A.V. Kolbasov çok yardım ettiler.

Yazar, (RBA İç Sular Biyoloji Enstitüsü’deki) N.A. Morozov Müzesi Müdürü T.G.Zakharova’ya ve müzenin bütün çalışanlarına ve V.B. Birükov’a N.A. Morozov’un bilimsel faaliyetiyle ilgili arşiv malzemelerinin incelenmesindeki yardımları için teşekkür eder.

1998 yılından itibaren yeni kronolojinin tartışmalarına bilimin diğer alanlarından uzmanlar da katıldı.

1999-2001 yılında satranç dünya şampiyonu G.K. Kasparov hem yazılı basında hem de televizyonda yaptığı birkaç açıklamada yeni kronolojinin eleştirel kısmını desteklemiştir. Bunun için kendisine teşekkür ederiz. Kasparov daha sonra bizim yaptığımız ve yeni kronolojiden kaynaklanan tarihin yeniden yapılandırmasını olumsuz yorumlamaya başlamıştır.

Parlak yazar, mantık uzmanı ve sosyolog MDÜ Profesörü A.A. Zinovyev ve aile mensuplarına yoğun destek ve verimli tartışmalar için minnettarım.

Profesör, Uluslararası Ekoloji ve Güvenlik Bilimleri Akademisi (UEGBA, Rusça MANEB) üyesi, Rusya petrol ve gaz imalatının emektar çalışanı olan M.H. Musin ve aile mensuplarına ‘Yeni Kronoloji’ projesine katıldıkları için teşekkür ederim.

Araştırmalarımızı aktif bir şekilde destekleyen ve Yeni Kronoloji fikirlerinin hem geliştirilmesine hem de propagandasına büyük katkıda bulunan V.A. Rudnikov’a özel teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca, girişimi üzerine ve kendisinin öncülüğünde yeni kronoloji hakkında 50 dakikalık 24 belgesel çekildi ve yayınlandı. Detaylar için kitabın sonundaki literatür listesindeki film bölümüne bakınız.

Projenin geliştirilmesine ekonomi uzmanı A.V. Podoytsın çok büyük katkıda bulundu. Jeoloji mineraloji bilimleri doktoru, Profesör İ.V. Davidenko’ya büyük minnettarlığımı ifade ediyorum.

Moskova Devlet Üniversitesi Dilbilim Fakültesi Dekanı Profesör M.L. Remneva’ya kronoloji meseleleri ve tarih ve dilbilimde yeni matematiksel yöntemler üzerine bir diziihtisas dersi vermem yönündeki teklifi için minnettarım. Bu dersler MDÜ Dilbilim Fakültesi’nde benim tarafımdan ve G.V. Nosovskiy tarafından 1998 yılında verilmiştir. Dilbilim Fakültesi Profesörü, Dilbilimde Bilgisayar Yöntemleri Laboratuvarı Müdürü A.A. Polikarpov’a bu derslerin organize edilmesindeki yardımı için minnettarız.

1998-1999 yıllarında araştırmalarımıza adanan geniş ve özel haftalık radyo programlarıyla ‘Yeni Kronoloji Projesi’ne’ bilgi desteği sağlayan ‘Svoobodnaya Rossiya (Hür Rusya)’ radyosuna derin teşekkürlerimizi sunarız. Yu.S. Çernışov bu programları başarılı bir biçimde sundu. 2001 yılında bu radyo programlarının ikinci serisi yayımlandı.

A.V. Nerlinskiy’e teşekkürlerimi sunarım. Büyük ölçüde onun sayesinde kronoloji üzerinde önemli kitaplarımızın bazıları yayımlandı. Rimis Yayınevi’nde (Moskova) yedi ciltlik ‘Kronoloji’nin ilk yayınında (‘Birinci Kural’) A.V. Nerlinskiy’in katkısı küçümsenemez.

Astrel Yayınevi’ne (ACT) şimdi 14 kitaptan oluşan yedi ciltlik ‘Kronoloji’nin epeyce düzeltilmiş ve iyileştirilmiş versiyonunu yayımlamak için gösterdikleri kapsamlı çalışmalarndan ötürü ziyadesiyle minnettarım. Özellikle Yayınevi Müdürü Yu.V. Dekaylo’ya, yazı kurulu başkanı İ.N. Arharova’ya, redaktör A.L. Gerasimova’ya ve kitabın bilgisayar dizgisini yapan İ.G. Denisov’a teşekkür ederim.

Kronoloji üzerine zor ve karışık araştırmalarda bana onlarca kişi yardım etti. Onların hepsine derin minnetlerimi sunarım.

Annem, babam, Valentina Polikarpovna Fomenko, Timofey Grigoryeviç Fomenko ve karım, matematikçi, fizik matematik doktoru, Profesör Tatyana Nikolayevna Fomenko’ya istatistikî malzemelerin işleminde muazzam ve küçümsenemez yardım, Yeni Kronoloji’nin kavramsal geliştirilmesinde ortak yazarlık ve bu yeni bilimin gayet zor ve yoğun gelişmesinin bütün seneleri boyunca göstermiş olduğu sürekli destek için en özel ve en sıcak minnetlerimi sunarım.

A.T. Fomenko. Moskova,
Lomonosov Moskova Devlet Üniversitesi.